Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Avrupa
Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) ve Dersim Araştırmaları Merkezi
(DAM), 1935’te çıkarılan “Tunceli Kanunu”nun tahakkümcü
uygulamalarına direndikleri için 1937’de asılarak idam edilen Seyit Rıza ve
arkadaşlarını andı.
“Dersim 37-38, hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik”
pankartı açılan eylemde, katliama ilişkin görüntülerin olduğu dövizler taşındı.
Kadıköy rıhtımında düzenlenen eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP)
milletvekili Musa Piroğlu, Dersim Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu, Halkların
Demokratik Kongresi (HDK), Partizan, Devrimci Parti ve çok sayıda siyasi parti,
demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Eylem, Dersim tertelesinde
katledilenler, Seyit Rıza ve arkadaşları için saygı duruşuyla başladı.
‘DERSİM HALKINA EŞİNE AZ RASTLANIR BİR KIRIM UYGULANDI’
Basın açıklamasını okuyan DEDEF Yönetim Kurulu üyesi Sabahat Babayiğit,
tertelenin Dersimlilerin belleğinde tesellisi olmayan ve kabul edilemez bir
yara olduğunu söyledi. “Dersim kimliğinin ve kültürünün temel taşıyıcısı
konumundaki başta Seyid Rıza olmak üzere kanaat önderlerimiz, Alîyê Mirzê Silî,
Fındık Ağa, Hesen Ağa, Hesenê Îvraîmê Qijî, Resik Uşen ve Uşenê Seydî’yi
hileyle katlettikten sonra devlet, başsız ve çaresiz kalan Dersim halkına karşı
eşine az rastlanılır bir kırım, müsadere ve saldırganlıkla tartışmasız bir
tertele uygulamıştır” diyen Babayiğit, 4 Mayıs 1937 bakanlar kurulu
kararıyla Dersim’de köy boşaltmalar ve sürgünlerin başladığını, direnenlerin
yakılıp kopartıldığını, çocukların ailelerinden koparılıp Türk Sünni ailelere
verildiğini anlattı.
Tektipleştirici devletin 1937’den ibaren Dersim kimliğini yok etmeyi
hedeflediğini söyleyen Babayiğit, “Mağaralara sığınan kadın ve çocukların
zehirli gazlarla katledilmesinin yanı sıra, köylerinden toplanan masum insanlar
ayırım gözetilmeksizin kurşuna dizilmiş, süngülenmiş, uçurumlardan atılmıştır.
Bu eylemler ile sadece Dersim’e karşı değil aynı zamanda tüm insanlığa karşı
suç işlemiştir” ifadelerini kullandı.
‘BAŞ SORUMLUSU IRKÇI İDEOLOJİDİR’
Başta Dersimlilere ve tüm kamuoyuna bu insanlığa karşı suçların teşhir edilmesi
ve lanetlenmesi sorumluluğunun düştüğünü ifade eden Babayiğit, Dersim’de
gerçekleştirilen soykırımın baş sorumlusunun kendinden olmayanı düşman görüp
yok etmeyi amaçlayan ırkçı ideoloji olduğunu vurguladı. Mevcut devlet aklının
85 yıl sonra da aynı uygulamaları sürdürdüğünü söyleyen Babayiğit, şöyle devam
etti: “1937/1938, Dersim halkına yönelik baskı ve asimilasyon
politikalarının toptan bir imha haline dönüşme tarihidir. Dersim, 85 yıldır
yaralarını sarmaya, inkar edilmişliğini aşmaya, eşit yurttaşlık hakkını
kazanmaya ve atalarının mezar yerlerini bulmaya çalışıyor. Tarihi hatırlamanın
ve katledilenlerin anıları önünde saygıyla eğilmenin, ülkemizde ileride benzeri
kitlesel katliamların engellenmesi; insan haklarına saygılı, barışı sağlamış
demokratik bir toplumun kurulabilmesi için çok önemli olduğuna
inanıyoruz.”
‘SEYİD RIZA VE ARKADAŞLARININ MEZAR YERLERİ AÇIKLANSIN’
Babayiğit, DEDEF, ADEF ve DAM olarak taleplerini şöyle sıraladı:
🔹”Arşivler açılsın.
🔹Seyid Rıza ve
arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın.
🔹Sürgünler, kayıplar ve
evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın.
🔹Dersim ismi iade edilsin.
🔹Dersim halkından özür
dilensin.
🔹Dillerimize ve inancımıza
özgürlük tanınsın.
🔹Dersim’de ekolojik ve
kültürel tahribata yol açacak projeler iptal edilsin.
🔹Eşit yurttaşlık hakkımız
tanınsın.”
PİROĞLU: DERSİM’DE NASIL DİZ ÇÖKMEDİYSEK BU İKTİDARA KARŞI DA DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ
Eylemde konuşan HDP milletvekili Musa Piroğlu, Dersim katliamından yıllar sonra
Dersim’e ve Alevilere karşı benzer bir saldırganlığın iktidar tarafından
yürütüldüğünü belirtti. Dersim’de sadece halkın değil doğanın, inancın ve
tarihin de yok edilmek istendiğini kaydeden Piroğlu, güncel iktidarın da
Meclis’te Alevileri diyanetin Alevisi yapacak bir yasayı görüştüğüne dikkat
çekti.
“Kimseye sormadan, kimsenin fikrini almadan Alevi inancını bir kültürel
kuruma döndürüp, cemevlerini bir ticarethane gibi görüp, bizi yok saymaya,
hafızamızı silmeye çalışıyorlar. Biz Dersim’de nasıl diz çökmediysek bu
iktidarın karşısında da diz çökmeyeceğiz” diyen Piroğlu, iktidarların
Dersim’de olduğu gibi kendilerine karşı diz çökmeyenleri yola getirmek için
kimyasal silahlar da kullanarak büyük katliamlara imza attığını söyledi.
“Tarihi bir süreçten geçiyoruz, iktidar ve devlet Dersim’le yüzleşmiyor;
yüzleşmeyecek de! Çünkü tarihleri Dersim’le, tarihleri Sivas’la, tarihleri
Gazi’yle, tarihleri Maraş’la , Çorum’la ve bir dizi katliamla inşa edilmiş
durumda. Ve biliyorlar ki Dersim’i kabul ettiklerinde bütün katliamları kabul
etmek zorundalar” diyen Piroğlu, iktidarın Dersim katliamıyla yüzleşebilmesi
için halkın iktidarla hesaplaşması gerektiğini vurguladı.
Eylem, Dersim tertelesinde katledilenler, Seyit Rıza ve arkadaşları için okunan
klamlar ve lokmaların pay edilmesiyle son buldu.