İHD Amed Şubesi, 2017-2021 yılları arasında Kuzey
Kürdistan’da 132 çocuğun yaşam hakkının ihlal edildiğine dikkat çekti.
İnsan Hakları Amed Şubesi, 20 Eylül Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla
hazırladığı, 2017-2021 yıllarında Kuzey Kürdistan’daki çocuklara dönük raporunu
açıkladı.
ANF’nin fe geçmiş olduğu haberde, Şube binasında düzenlenen toplantıda konuşan
İHD Amed Şube Başkanı Abdullah Zeytun, “Bu ihlallerin temel sebeplerinden
olan Kürt meselesi bağlamındaki şiddet ve çatışma ortamının sonlandırılması,
barışçıl hak odaklı çocuk haklarını özne kılan bir politikanın sergilenmesi
gerekiyor” dedi.
‘EN FAZLA ÇOCUKLAR ETKİLENİYOR’
İHD Çocuk Komisyonu üyesi Eylül Özgültekin ise raporu açıkladı. Özgültekin,
Türkiye’de anadili Türkçe olmayan çocukların eğitim, ifade özgürlüğü ve kendi
kültürünü yaşatma haklarının kullanımının engellendiğine dikkat çekti.
Özgültekin, “Bölgemizde ve yakın coğrafyamızda süregiden savaşlar ve şiddet
ortamı nedeni ile çocukların başta yaşam hakkı olmak üzere en temel hakları
ihlal edilmektedir. Yerleşim alanlara sıçrayan çatışma ve savaş hali ile
çocuklar silahlı şiddetin hedefi oluyor, patlayıcılar ile yaralanıyor,
hayatlarını kaybediyorlar. Kürt meselesinin çözümsüzlüğüne paralel olarak,
kullanılan aşırı güvenlikçi politikalar ile birlikte çoklu hak ihlallerinin
sistematik bir biçimde gerçekleştiğini ve bu durumdan en fazla etkilenen
gruplar arasında çocukların olduğunu ifade edebiliriz” diye konuştu.
ÇOCUK KATLİAMI
Raporlarını, yapılan başvurular ve medya izleme/tarama verileri üzerinden
oluşturduklarını aktaran Özgültekin, 2017-2021 yılları arasında meydana gelen
çocuklara yönelik hak ihlallerini şöyle sıraladı:
“Bölge kentlerinde yaşanan silahlı çatışmalar sırasında 2 çocuk yaşamını
yitirmiş 1 çocuk ise yaralanmıştır. Yargısız infaz polis ve jandarma tarafından
öldürülen ve yaralanmalar sonucu 2 çocuk yaşamını yitirmiş, 5 çocuk ağır
şekilde yaralanmıştır. Bombalı eylem saldırıları sırasında 4 çocuk yaşamını
yitirmiştir. Mayın ve sahipsiz bırakılan patlayıcılar sonucu 13 çocuk yaşamını
yitirmiş, 26 çocuk ise ağır şekilde yaralanmıştır. İhmal sonucu, 19 çocuk
yaşamını yitirmiş, 265 çocuk ise çeşitli şekillerde yaralanmıştır. Bu
kategoride en dikkat çekici istatistik kolluk görevlilerinin kullandığı zırhlı
resmi sivil araçların karıştığı 20 olay sonucunda 12 çocuk yaşamını yitirmiş,
12 çocuk ağır şekilde yaralanmıştır.”
Kürdistan’da 26 çocuğun “şüpheli” şekilde yaşamını yitirdiğini
kaydeden Özgültekin, “Kürdistan’da intihar sonucu 30 çocuk yaşamını yitirmiş,
11 çocuk intihar teşebbüsünde bulunmuştur. Çocuk intiharları en çok Diyarbakır,
Şırnak, Urfa, ve Van’da yaşanmıştır. Aile içi şiddet sonucu 16 çocuk yaşamını
yitirmiş, 50 çocuk ise yaralanmıştır. 43 çocuk aile içinde cinsel istismara
maruz kalmış, 6 çocuk kaçırılmış alıkonulmuştur. Toplumsal alanda şiddet sonucu
20 çocuk yaşamını yitirmiş, 27 çocuk ise yaralanmıştır. 613 çocuk toplumsal
alanda cinsel istismara maruz kalmış, 17 çocuk kaçırılarak alıkonulmuştur. 5
çocuk fuhuş yapmaya zorlanmıştır.”
157 ÇOCUK GÖZALTINA ALINDI
Özgültekin, Kürdistan’da 157 çocuğun gözaltına alındığına işaret ederek,
“14 çocuk tutuklanmıştır. Gözaltında 29, hapishanelerde 8 ve gözaltı
yerleri dışında 34 olmak üzere en az 71 çocuk işkence ve kötü muameleye maruz
kalmıştır. Okullarda en az 6 çocuk şiddete maruz kalmıştır. İşçi Sağlığı ve İş
Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) 12 Haziran 2022 tarihinde yayınladığı 2013-2021
çocuk işçiliği raporu verilerine göre bölge kentlerinde en az 176 işçi çocuk
yaşamını yitirmiştir. Türkiye geneli ve bölgede işçi çocukların en çok yaşamını
yitirdiği iller Urfa ve Antep olduğu tespit edilmiştir” diye konuştu.
Özgültekin, 2017 ile 2021 yılları arasında Kürdistan’da toplam 132 çocuğun
yaşam hakkının ihlal edildiğini, 385 çocuğun yaralandığını söyledi.
YAPILMASI GEREKENLER
Özgültekin, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Kara mayınları ve yerleşim yerlerine bırakılan patlayıcı maddelerin sebep
olduğu ihlallerin tekrarlanmaması amacıyla OTTOWA sözleşmesinin yüklediği
sorumlulukları yerine getirilmelidir. Zırhlı araçların yerleşim yerlerinde
kullanımının yasaklanması, bu araçların neden olduğu ihlallerin hukuki-idari
denetiminin tüm boyutları ile sağlanarak etkin bir soruşturma evresi geçirmesi
gerekmektedir. Çocuk hak ihlali faillerinin taşıdıkları kimliklerden bağımsız
olarak haklarında ivedi, etkin ve adil bir yargılama yapılmalı, çocuklar
açısından onarıcı adaletin sağlanması ile yaşanacak benzer ihlallerin önüne
geçilmelidir. Çocukların eğitim, ifade özgürlüğü, kendi kültürünü yaşatma ve
kendi dilini özgürce kullanma haklarını içeren Birleşmiş Milletler Çocuk
Haklarına Dair sözleşmenin 17-18-30. Maddelerindeki çekinceleri bir an önce
kaldırılmalı, çocukların kendi dillerinde gelişmesi için uluslararası standart
yakalanmalıdır. Cinsel istismarın önlenmesi için öncelikle Lanzarote
Sözleşmesinin gereği yerine getirilmeli, okullarda cinsel eğitim ve cinsel
istismardan korunma eğitimleri ders programlarına eklenmelidir. Çocukların
gözaltında, gözaltı yerleri dışında ve hapishanelerde maruz kaldığı işkence ve
kötü muamele açısından idari ve adli soruşturmalar yürütülmelidir.”