Kürdistan’da kadına yönelik şiddet faillerine
üniformalıların da eklendiğini belirten kadınlar, “Kürt kadının örgütlü olması,
birlikte hareket etmesi onları ürkütüyor, bu yüzden örgütlülüğü engellemeye
çalışıyorlar. Güçlenerek, başaracağız” dedi.
Tüm dünyada eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren kadınlara karşı devrede olan
erkek-devlet şiddeti, Kürdistan coğrafyasında özel savaş politikasıyla
şekilleniyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD tarafından geliştirilen bu
politika, ulus devletler tarafından karşısındaki halkların özgürlük
mücadelelerine karşı çağa göre uyarlanıp yürütülen bir savaş tarzı olup,
toplum, psikolojik, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel olarak hedefleniyor.
Sonuca ulaşmak için her yol mubah görülürken, amaç toplum ve toplumla ilgili
alanlar çeşitli yöntem ve politikalarla pasifize edilerek, iradesi teslim
alınmış bir birey ve toplum yaratmak.
Ulus-devletçi erkek iktidarlar için toplum kırımının önkoşulu da kadınlar oluyor.
Özellikle kadın ve gençler üzerinden toplumun ahlaki değerlerini hedef alan
sistemin eliyle her yıl onlarca kadın, asker, polis, korucu, bekçi, gardiyan ve
benzeri devlet görevlisi tarafından “aşk, sevgi, evlilik” vaatleriyle cinsel
saldırıya, fuhuşa ve uyuşturucuya sürükleniyor. Kurdistan’da görevlendirilen
üniformalılara sağlanan her türlü sınırsız yetki ve cezasızlık ise, tabloyu her
yıl ağırlaştırıyor. Kurdistan’da ortaya çıkan kimi olayların failleri asker,
polis ve korucu oldukları sabitken, cezasızlık zırhı ile korunan devlet
kaynaklı cinsel saldırı faillerine son yıllarda paramiliter yapılara mensup
kişilerde eklendi. Son bir yılda failleri asker, polis, korucu ve paramiliter
yapıların olduğu taciz, tecavüz ve cinsel saldırıların bazıları şöyle:
14 Mayıs 2022: Şirnêx’in Silopiya (Silopi) ilçesinde, Sakine Kültür Özel
Harekat Ocakları Şırnak İl Başkanı İbrahim Barkın tarafından işkenceyle
katledildi. Olaydan bir gün sonra gözaltına alınan fail, çıkarıldığı mahkemede
tutuklanarak cezaevine gönderildi. Barkın’ın Jandarma Genel Komutanlığı
Güvenlik Korucuları İşlem Şube Müdürü, Osmanlı Ocakları Şırnak İl Başkanı ve İl
Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü gibi birçok isimle fotoğrafları daha sonra
ortaya çıktı.
Gizlilik kararı bulunan dosyanın iddianamesi aradan 6 aya rağmen hala
hazırlanmadı.
16 Mayıs 2022: Xarpêt’ın Dep (Karakoçan) ilçesinde haber alınamayan 50
yaşındaki Remziye Apaydın’ın bir ay önce tanıştığı korucubaşı Nihat Cav
tarafından katledilerek, tarlaya gömüldüğü ortaya çıktı. Cav’ın, Apaydın’ı katletmeden
önce üzerine tapulu daireyi sattırıp, kendisine ait takı ve bir miktar altını
da bozdurarak paraları aldığı belirlendi.
8 Haziran 2022: Amed’in Hênê (Hani) ilçesinde, boşanmak istediği bekçi Özcan
Yıldız tarafından ateşli silahla ağır yaralanan Rozerin Yıldız, 5 aydır
hastanede yaşamı mücadelesi verirken, Yıldız tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Dosyaya getirilen gizlilik kararının gerekçesi hala avukatlara iletilmiş değil.
17 Haziran 2022: Amed’de MHP’nin kapatılan teşkilatının il başkanı Cihan
Kayaalp, çocuğa tecavüz suçundan gözaltına alınarak tutuklandı. Hakkında 49 yıl
9 ay istenen Kayaalp, ilk duruşmada beraat etti. Kayaalp’ı beraat ettiren
hakimin, Êlih’te tecavüze uğradıktan sonra intihara sürüklenen İpek Er’in faili
uzman çavuş Musa Orhan’ı serbest bırakan hakim olduğu ortaya çıktı.
26 Temmuz 2022: Mêrdîn’de yaşanan ve kamuoyunun “N.Ç. Davası” olarak bildiği 13
yaşındaki bir çocuğun onlarca kamu görevlisi (asker, memur, korucu, muhtar gibi
birçok kişi) tarafından tecavüze maruz kaldığı olayın faillerinden Şeyhdavut
D., Derik Kaymakamlığı’nın etkinliğinde “kanaat önderi” sıfatıyla yer aldı.
10 Ağustos 2022: Yetkililerin “kanat önderi” olarak ağırladığı N.Ç.’nin tecavüz
faili Şeyhdavut D.’nin oğlu H.D. ve kuzeni H.D.’nin Mêrdîn’in Dêrik (Derik)
ilçesinde 2013 yılında bir kadına tecavüz ettiği ve oluşan gebeliğe rağmen
savcılığın “delil yok” diyerek takipsizlik kararı verdiği ortaya çıktı.
18 Ağustos 2022: Şirnêx’in Qilaban (Uludere) ilçesinde kaybolan 17 yaşındaki
Firdevs Babat’ın cenazesi, bir gün sonra ilçenin 15 kilometre ötesinde Hezil
Çayı’nda çıplak olarak bulundu. Savcılık sorgusunda suçunu itiraf eden Ahmet
Babat tutuklanırken, cinayetin Babat’ın korucu olan ağabeyi Ramazan Babat’ın
silahıyla işlendiği ortaya çıktı.
24 Ağustos: Firdevs Babat’ın katledildiği silahın sahibi korucu Ramazan
Babat’ın, Mayıs ayında bir çocuğu alıkoyarak tecavüz ve işkence ettiği ortaya
çıktı. Gözaltına alınan korucu, tutuklanarak, cezaevine gönderildi.
3 Kasım 2022: Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinde 8 Nisan 2021 tarihinde İlçe
Emniyet Müdürlüğü’nde Asayiş Amiri’nin korumalığını yapan polis Enes Aydemir
tarafından tecavüze uğrayan S.S. isimli kadın, yargılanmayan ve hala görevinin
başında olan polisin tehditlerinin devam ettiğini belirterek, sesinin duyulmasını
istedi.
12 Kasım 2022: Amed’de Meryem Sevim’i katlettikten sonra kayıplara karışan Musa
Sevim hala yakalanmış değil. Savcılık dosyaya gizlilik kararı getirirken, aile
avukatı failin emniyet tarafından kullanılan bir itirafçı olduğu bilgisi
edindi.
Kürdistan’da özel savaş politikalarına karşı mücadele veren kadınlar ise baskı,
gözaltı ve tutuklamalarla yargı kıskacına alınmaya çalışılıyor.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivisleri Zeynep Kaya ve Yıldız
Çetin ile Star Kadın Derneği üyesi Sevgi Özdinç, Kürt kadın ve gençlerini hedef
alan politikalara dair konuştu.
KİMLİKSİZLEŞTİRME POLİTİKASI
Kurdistan’da kadın şahsında “kimliksizleştirme” politikasının yürütüldüğünü
belirten Kaya, Kürt kadınlara yönelik planlı bir yönelimin olduğunu vurguladı.
Genç kadınlar üzerinden fuhuş, erkekler üzerinden de uyuşturucunun
yaygınlaştırılmak istendiğini dile getiren Kaya, özellikle genç kesimin hedef
alındığının altını çizdi. Kaya, “Kadınlar ve gençler, özgürlük ve eşitlik
mücadelesinin lokomotifi görevini yürütüyorlar. Bu nedenle kimlik ve demokrasi
mücadelesinde iktidarların hedefinde öncelikle bu kesim yer alıyor” dedi.
Tüm saldırılar karşısında örgütlü mücadeleden geri adım atmayacaklarını
söyleyen Kaya, mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
CEZASIZLIK CESARETLENDİRİYOR
Kürdistan’da üniformalıların kadın ve çocuklara karşı işlediği suçların cezasız
bırakıldığına dikkat çeken TJA aktivisti Yıldız Çetin, “Özellikle Colemerg,
Êlih, Amed, Şirnex ve Wan gibi kentlerde kadınlar üzerinden bir ‘düşürme’ politikası
uygulanıyor. Yani özel savaş politikası uygulanıyor. 2 yıl önce Êlih’te uzman
çavuş Musa Orhan tarafından tecavüze uğrayan ve intihara sürüklenen İpek Er’in
davasında fail serbest bırakıldı. Bu durum birçok üniformalıyı cesaretlendirdi”
diyerek İpek Er’den sonra birçok kadının benzer saldırılarla karşı karşıya
kaldığını hatırlattı.
KADIN MÜCADELESİ KORKUTUYOR
Her yeni güne taciz, tecavüz ve katliam haberleriyle uyandıklarını belirten
Çetin, “Kürt kadının başarısı iktidarı tedirgin ediyor. Bu tedirginlikle hayata
geçirdikleri özel savaş politikaları ile üniformalılar cezasız bırakılıyor.
Kadınların örgütlü olması, kadınların birlikte hareket etmesi onları ürkütüyor,
bu yüzden örgütlülüğü engellemeye çalışıyorlar” diye belirtti.
Kadınların örgütlü mücadelesinin bu uygulamaları boşa çıkaracağını dile getiren
Çetin, şöyle dedi: “Hiçbir baskı politikasına boyun eğmeyeceğiz. Bunun
üstesinden geleceğiz, gücümüz onları ürkütüyor, biz güçlü oldukça bunu
başaracağız. Herkesin de bildiği gibi kadınlara yönelik itibarsızlaştırma
politikaları yürütülüyor ama sonuç alamayacaklar. Her şiddetin, istismarın
cinayetin takipçisi olacağız. Sonuç alıncaya kadar mücadeleyi büyütmeye devam
edeceğiz.”
ÜNİFORMALI ŞİDDETİ
Star Kadın Derneği üyesi Sevgi Özdinç de, 2022 yılında derneğe yapılan
başvurulara değinerek, toplumda var olan şiddete bir de üniformalı şiddetinin
eklendiğini söyledi. Özdinç, “Kurdistan’da kadına yönelik erkek şiddetini
konuşurken, üniformalı şiddetten de söz etmek gerekiyor. Bir otorite aktörü
olarak da var olan üniformalı şiddeti, özel savaş politikası atında
değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.
‘EŞİTSİZLİK SORUNU DERİNLEŞTİRİYOR’
Kadın sorununu konuşurken bölgesel dinamikleri ve bu dinamikleri etkileyen
dirençleri de tartışmak gerektiğini belirten Özdinç, şöyle devam etti: “Bölgede
kadın sorununu konuşurken sosyokültürel eşitsizlikleri öncelikle
tanımlamalıyız. Bunlar eğitime erişim, sivil toplum örgütlerine erişim ve
engellenen diğer yerel faktörlerdir. Kadın sorunu, devletin politik
yaklaşımından dolayı daha da derinleşiyor. Patriarkal devletin kadınlar
üzerindeki sindirici tutumu, kadının kimlik inşasında en büyük engel olarak
karşımıza çıkıyor. Kadınlar hukuki olarak yalnız ve desteksiz bırakıldı. Ancak
dernek olarak kadın yönelik politikaları görünür kılmaya, bunları konuşabilmek
ve bölgede yaşayan kadınların sesi olmaya devam edeceğiz. Demokratik, eşit
kadın hakları için çalışıyoruz.”
MA