Sanki bütün çanlar Azerbaycan lideri İlham Aliyev’i “muzaffer” kılmak
için çalıyor. Batıdan doğuya, güneyden kuzeye… 2020’de işgal altındaki
rayonların Ermenistan’ın kontrolünden çıktığı savaşta olduğu gibi.
Hatta Ukrayna savaşıyla birlikte Bakü’nün
Karabağ için de askeri yola sapmasını kolaylaştıracak faktörler devreye girdi.
Aliyev başından beri Türkiye’nin mutlak desteğine yaslanıp AB’yi enerji
bağıyla, ABD’yi stratejik ortaklıkla, Rusya’yı ekonomik-jeopolitik önceliklerle
caydırıcı pozisyonlardan uzak tutabileceğinin hesabını yapıyor. Bu
değerlendirmenin verdiği cesaretle dün Karabağ’ı hedefe koyan ikinci askeri
hamleyi başlattı. Harekâtı “anayasal düzeni tesis” için “terörle mücadele
operasyonu” olarak sunarak hegemonik dünyadan jargon yürütüyor. 2020’de savaşa
giderken bıraktığı ayak izlerinden tekrar yürüyor; Ermenilerin döşediği
mayından 6 askerin öldüğünü, tehdidi bertaraf edeceklerini söylüyor. Hedef
Ermenilerin Artsakh dediği Karabağ’daki Ermeni güçlerini silahsızlandırmak, ‘de
facto’ yönetime son vermek ve bölgede Azerbaycan’ın egemenliğini tesis etmek.
Dün Stepanakert’e (Hankendi) saldırılar sürerken Karabağ yönetimi ateşi kesip
müzakere masasına oturma çağrısı yaptı. Bakü, bu teklife, müzakerelerin
Azerbaycan’ın Yevlah kentinde yapılması, Karabağ ordusunun silahsızlandırılması
ve Ermeni yönetiminin kendini feshetmesi halinde hazır olacağı yanıtını verdi.
Ermeniler için silahsızlanma hiçbir
Ermeni’nin Karabağ’da kalamayacağı bir ortamın yaratılması anlamına geliyor.
Nefes borusu sayılan Laçin dün sivillerin
kaçışı için açıldı. Sivillerin savaş alanından tahliyesi hayati ama bunun nasıl
kurgulandığı da önemli. Ermeniler için bu Karabağ’ı Ermenisizleştirme hedefine
hizmet ediyor. Ki operasyonu yeni bir soykırım hamlesi olarak görüyorlar.
Rusya’nın arabuluculuğunda sağlanan 2020
ateşkesi onlarca yıldır müzakere konusu olan Karabağ için mayınlar döşedi.
Ateşkes Karabağ ile Ermenistan’ı bağlayan Laçin koridorunun güvenliğini Rus
barış gücüne verip yine Rusların denetiminde Nahçıvan ile Azerbaycan arasında
ulaşım hatları açılmasını öngörüyordu. Bir anlamda Laçin koridoruna karşı
Zengezur koridoru şeklinde bir bağlam kuruluyordu. Ama Karabağ’ın statüsü metne
sokulmayarak çözümsüzlüğe oynandı. Bu da çatışma seçeneğinin açık tutulması
demekti.
Biraz geriye gidersek; petrol gelirleriyle
Azerbaycan silah gücünü artırırken Minsk Grubu zemininden epey uzaklaşmıştı.
Ermeniler de statükoyu sürdürebileceklerini sanıyordu. Fakat Azerbaycan
1990’larda güçle kaybettiğini, güçle geri alabileceği noktaya gelmiş, dış
koşullar da Bakü’yü bundan menedecek çizgiden uzaklaşmıştı.
2020 savaşının sonuçları Minsk’te tarafların
birbirine en yakın olduğu çözüm seçeneğini de çöpe gönderdi. Ermenistan’ın
işgal altındaki rayonlardan çekilmesine karşılık Karabağ’a özerklik statüsü
verilmesi iki taraf için en olası çıkıştı. Ermenistan 2020 savaşında Karabağ
için öne sürebildiği kozu da kaybetti. Başbakan Nikol Paşinyan ihanetle
suçlanma pahasına Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıma noktasına geldi.
Paşinyan açısından mesele Karabağ’ın
egemenlik iddiasından uluslararası garantiler eşliğinde Ermenilerin hakları ve
güvenliğinin teminine dönmüştü. Yine de Azerbaycan tarafı “Güç dengesi değişti,
Ermenistan artık bunu anlamalı” diyordu.
Aliyev ateşkes sonrası dalga geçerek
“Anlaşmada Karabağ’ın statüsü için tek kelime geçmiyor. Ne oldu Paşinyan? Statü
cehenneme gitti” diyordu. Verdiği bütün mesajlarda Karabağ’a statü kesinlikle
müzakere dışıydı. Her şey açıktı. Karabağ’ı da halletmek için koşulları olgunlaştırmakla
meşguldü.
Dünkü harekât da 9 aydır alenen “geliyorum”
diyordu. Azerbaycan Rus askeri misyonuna rağmen Laçin koridorunu kapatıp
Karabağ’ı her açıdan güçsüzleştirdi. Yakıt yokluğundan ambülanslar bile
yürüyemez hale geldi. İlaç ve gıda sıkıntısı baş gösterdi. Kuşatma teslimiyet
koşullarını hazırlamak içindi. Laçin kapalı, Ağdam’a gelin denildi. Boyun
eğdirmenin ve egemenliğe geçirmenin başka bir yolu. İsrail’den askeri kargo
trafiğinin artması da operasyonun bir diğer habercisiydi.
Bu arada müzakere masasındaki hava
olumluydu. AB, Rusya’dan rol çalarak inisiyatifi ele alarak tarafları altı kez
buluşturmuştu. Rusya bir ara ipleri elinde tutmak için bir hamle yaptı.
Taraflar karşılıklı sınırlar ve egemenliğin tanınması ve Nahçıvan için karayolu
ve demiryolunun açılması konusunda uzlaşmaya epey yaklaşmıştı.
Buna paralel olarak Paşinyan, Rusya’dan
uzaklaşıp Batı ile flörtünü daha görünür hale getirdi. Rus koruması devre dışı
kalırken Paşinyan’ın Batı’ya yönelimi de Azerbaycan’a karşı bir caydırıcılık
kazandırmadı. Rusya zaten artık garantör olarak görünmüyordu. 2020’de
karşılıklı savunma paktı Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ), Ermenistan
toprakları saldırıya uğramadığı gerekçesiyle yardım çağrısına olumlu karşılık
vermemişti. Bu da Paşinyan’ın Rusya’nın koruyuculuğuna ihtiyaç kalmadığı
düşüncesini güçlendirmişti. Bir ara İtalyan medyasına “Rusya’ya bağımlılık
stratejik bir hataydı” deyiverdi. Bu tür söylemleriyle Putin’i “Ne halin varsa
gör” diyecek noktaya getirdi.
Dahası Erivan, Putin hakkında yakalama
kararı çıkartan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Tüzüğü’nü onaylama
sinyali verdi. Yetmedi eski NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’i lobici
olarak işe aldı. Moskova’yı kızdıran bir diğer hamle Paşinyan’ın eşi Anna
Hakobian’ı insani yardım misyonuyla Kiev’e göndermesiydi. Silah temini için de
Hindistan’a yöneldi. Dahası bu yılın başında KGAÖ’nün tatbikatlarına katılmayı
reddederken Amerikalıları davet etti. Zar ve Armavir tesislerinde 85 Amerikan
askerinin katıldığı Eagle Partner 2023 tatbikatı 11 Eylül’de başladı. Bugün
sona erecek. Tatbikatla hem Bakü hem Moskova’ya “Dostlarımız var” mesajı
vermeye çalıştı. Ne var ki Amerikan askerleri Ermenistan’dayken Karabağ’a
saldırı başladı. Amerikalıların caydırıcı olacağı öngörüsü de boş çıktı.
Azerbaycan’ın İsrail’le ilişkileri askeri,
politik ve diplomatik çerçeveye kavuşturması, bunun İran’a karşı bir ortaklığa
dönüşmesi, Erivan’ın destekçisi Tahran’ın bu yüzden cinnet geçirmesi Amerikan
kanadında Ermeni lobisinin gücünü dengeliyor. Hatta Washington’ın caydırıcı bir
pozisyon takınmasını önlüyor. ABD’nin Ermenistan’daki çıkarları sanıldığı kadar
büyük olmayabilir. Amerikalıların rüyalarında gördüğü şey Kafkas üçlüsünün el
ele verip Rusya’ya kabus olması. Bu da olacak şey değil.
Geleneksel Ermenistan-İran ortaklığı bir
kenara Paşinyan’ın Rusya’nın gölgesinden kaçarken tutturduğu yolun işe yarar
bir yere çıkması için Türkiye kapısının çalışması lazım. Haliyle Paşinyan’ın,
2020’de yaşadığı hezimetin baş mimarı Erdoğan’la iyi geçinmesi, en önemlisi de
onun Zengezur düşlerine yanıt vermesi lazım. Haziranda Aliyev’le eşit muamele
görmediği halde Erdoğan’ın yemin törenine katıldı. Yine de Erdoğan, Zengezur’da
adım atmadığı için Paşinyan’ı paylayıp duruyor. Fakat Karabağ meselesi
Azerbaycan lehine kapanırsa Zengezur için başka baskı gerekçesi kalmayabilir.
Tabii Aliyev pupa yelken Zengezur’a da girmeye kalkışmazsa! O vakit iş çok
değişir.
Aliyev’in Karabağ’da sonuna kadar gidip
gidemeyeceği şimdilik bahse açık bir konu. Uluslararası hukuk açısından Azerbaycan
toprağı sayılsa da Karabağ’daki gelişmeler işgal altındaki rayonlardakinden
farklı şekilde yankı bulabilir. ABD ve AB’den operasyonun durması yönünde
çağrıların gelmesi, Fransa’nın BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırması
ve Ermenilerin soykırıma uğrayacağına dair artan uyarılar bunun göstergesi.
Yine de çıkarlar ve uluslararası dengeler Aliyev üzerinde vidaların sıkılmasını
zorlaştırıyor.
Operasyon barış gücünü işlevsiz kıldığı için
Rus hakemliğinin altını da oyuyor. Fakat Rusya’nın Ukrayna savaşından kaynaklı
ambargolar ortadayken Türkiye’yi karşısına alması mantıklı olmadığı gibi
Kafkasya’dan sınırdaş ve Hazar’da paydaş olduğu Azerbaycan’la ilişkileri
önemini koruyor. Putin üstünü çizdiği Paşinyan için kılını kıpırdatmayabilir.
Duma Savunma Komitesi Başkanı Andrey Karapolov, Rus barış gücünün kendisine
saldırı olmadığı sürece silah kullanma hakkının olmadığını kaydetti.
Paşinyan, Azerbaycan’ın amacının
Ermenistan’ı çatışmalara çekmek olduğunu öne sürerek Karabağ’daki duruma
müdahale etmeyeceklerini söyledi. Muhalefetin öfkesine rağmen Paşinyan bunu
söylerken “Moskova neden kayıtsız” diyebilirler mi? Deseler de karşılığı olur
mu? Bu noktada Rusya’nın eli maşalı adamına dönüşen Ulusal Güvenlik Konseyi
Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev, Telegram’dan Paşinyan’ı fena iğneledi:
“Savaşı kaybetti ama tuhaf bir şekilde yerinde kaldı. Daha sonra vasat
yenilgisinden dolayı Rusya’yı suçladı. Sonra ülkesinin topraklarının (Karabağ)
bir kısmından vazgeçti. Sonra NATO ile flört etmeye karar verdi ve karısı meydan
okurcasına kurabiyelerle düşmanlarımızın yanına gitti. Bakalım onu nasıl bir
kader bekliyor…”
Yine de Ruslar Ermenistan’ı hepten
kaybetmemek için günün sonunda arabulucu olarak devreye girmenin yollarına
bakabilir. Tabii ki kayıpları Paşinyan’ın hesabına yazdırarak…
Fehim Taştekin
Gazete Duvar / 20.09.23