Kalemini ve Sazını Emekçileri Uyandırmak İçin Zindan Dahil Her türlü Faşist Baskı ve Zulüm Karşısında Boyun Eğmeyen Büyük Halk Ozanı Mahzuni Şerifi Ölümünün 21 Yılında Saygıyla Anıyoruz..!

Gerçek adı Şerif Cırık olan Aşık Mahzuni Şerif 17 Kasım 1939 yılında Kahramanmaraş’ın Afşin İlçesi’nin Berçenek Köyü’nde dünya’ya gelir.1955 yılında, sonradan Ankara’ya nakledilen Mersin Astsubay Okulu’na kaydoldu. 1957 yılında Mersin Astsubay Okulu’na gider. 17. Yaşında babasının zoruyla dayısının kızı Emine ile evlenir. Bu evlilikten bir kızı olsa da, istemediği bu evliliği bir mektupla bitirir. 1960 yılında Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu’ nu başarıyla bitirir. Başarısının gereği Kuleli Askeri Lisesi’ni aynı yıllarda hak etmesine karşılık, toplumsal sorunlara ve halk edebiyatına gönül verdiği ve Alevi olduğu için ordudan ihraç edilir. 1961’de Ankara’da İtalyan asıllı Sovina (Suna) isimli bir kızla tanışır. Bu evlilikten Züleyha, Emrah, Ferhat adlı üç çocuğu olur.
Bu yıldan itibaren, sevip gönül verdiği yoldan giderek, halkın sorunlarına parmak basan yüzlerce Plak ve Kaset yapar. Hakkında yazılan ve yazdığı kitaplar büyük yankı uyandırır ve uluslararası edebi tartışmalara konu olur. 1971’de Mahzuni üçüncü eşi Fatma Adlı bir öğretmenle evlenir. Bu evliliklerinden Derya, Ali, Şeyda ve Yetiş adlı dört çocukları olur. Aynı yıl gerçekleşen 12 Eylül faşist askerî darbesinden sonra kurulan Nihat Erim hükümeti’nin6 Mayıs 1972 yılında Deniz Gezmiş Yusuf Aslan Ve Hüseyin İnanın idam edilmesini protesto etmek için ,”Erim Erim Eriyesin” türküsünü yapığından dolayı, gözaltına alınıp tutuklanıp dört ay zindana atılır. Dört ay sonra tahliye olur ve bir süre sonra yeniden dava açılarak zindana atılır.
1972 Yılında bir süre Gaziantep’te ikamet ettigi evi faşistlerce kundaklanarak yakılmasi sonucunda, Ozan’ın tüm ödülleri ve arşivi imha olur. Bu saldırının ardında Antep’te Ankara’ya taşınmaya karar verir. 1973 yılında halkı suça teşvik etmekten dolayı yeniden tutuklanır. Ankara’da Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılanır. Mahzuni Şerif 1962 – 1988 sürecinde defalarca saldırıya uğrar, evi yakılır, mahkemelik olur, tutuklanır. Tekrar zindana atılarak insanlık dışı baskı ve işkencelere maruz kalır. Gördüğü işkenceler sonucu, Ozan’ın dişleri de bu dönemde dökülür. 1989 -1991 Yılları arasında ‘Halk Ozanları Derneği’ genel başkanlığını yapar. 1997 yılının haziran ayında Almanya’da Beyin kanaması geçiren Mahzuni Şerif, Almanya’nın Ulm Şehrinde tedavi görür.
Bir çok yabancı ülkede deyiş ve türküleri değişik dillerde okunur. 1998 yılında Dünya’da yaşayan üç büyük ozanı arasında gösterilerek Birinci sırayı alır. Türkülerinin yer aldığı 8 kitabı bulunan büyük Ozan’ın, Alevi Bektaşi Kültürünün ve Anadolu ezgilerinin dünyaya tanıtılmasında önemli görevi yerine getirir. Hani Benim Sinan’ım, İnönü ölüyor türküleriyle devrimcileri anmak ve anılarını yaşatmak İçin ezgiler yapar. Sivas Dramı adlı Türküsünü, 2 Temmuz 1993 yılında Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren aydınlara ve emekçilere ithaf eder.
Emekten ve solcu politik düşüncesiyle, halkı sarsıp uyandıran türküleri nedeni ile devlet hakkında bir çok dava açılan Mahsuni Serif, 2001 yılının Kasım ayında kendisine, “Elhamdülillah Kızılbaş’ım ve laikim dediği sadece ben değil, yedi sülalem Kızılbaştır. Bir suç varsa o da dedemdedir.” dediği için, DGM tarafından aleyhinde tekrar dava açılır. 2001 Yılının başlarında rahatsızlanarak, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakım altına alınır ve Mayıs ayında hastanede tekrar edilir. Ancak rahatsızlığı ve hakkında açılan dava nedeni ile yurtdışına çıkmak zorunda kalan Ozan Mahsuni Şerif 17 Mayıs 2002 tarihinde, 62. Yaşında Almanya’nın Köln şehrinde yaşama gözlerini yumar.
Vefat ettiğinde Ozan’ın hakkında açılan (DGM) Devlet Güvenlik Mahkemesi’ndeki davası henüz sonuçlanmamıştır. Kendi vasiyeti üzerine naaşı Nevşehirin Hacibektaş ilçesinde Hacı Bektaş Veli Külliyesi’nin yakınındaki Çilehane adı verilen bölgede toprağa verilir. Ölümünün 21.Yılında büyük halk ozanı Mahzuni Şerif saygıyla anıyoruz..!HDP Kürt illerinde neden oy kaybetti?: Bölgedeki