IŞİD değil, İslam Devleti yıkıldı!

Kürt güçlerin son operasyonuyla IŞİD, Suriye’de de saha hakimiyetini kaybetti. Böylece, İslam Devleti yıkıldı ancak “kelle kesmeler” ile tarihe geçen IŞİD, hücreleri ve ideolojisiyle hala aktif.
ABD’nin Irak’ı işgal etmesiyle dönemin Ortadoğu’sunda en büyük diktatör olan Saddam Hüseyin devrildi, devrik liderin “Baas devleti” yıkıldı, kendisi de idam edildi. Ardından hızlıca Şii ağırlıklı yeni devletin kuruluşuna geçildi.
O tarihten sonra bölgede bombalı eylemler, ölümler hiç durmadı. Bölge halkları huzura kavuşma hayalleri kurarken, o günlerde kurulan bir örgütün bölgeyi kana çevireceğini hiç kimse bilmiyordu.
Tarihler 10 Haziran 2014’ü gösterirken, dünyada bütün gözler bu örgüte çevrildi. Yaklaşık bin 500 silahlı militan, Irak’ın en büyük ikinci kenti ve yaklaşık 50 bin güvenlik gücünün koruduğu, petrol zengini Musul’u bir günde ele geçirdi. Bu örgüt, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak adını duyurdu. Örgüt, kısa süre sonra hilafet ilan etti ve adını İslam Devleti olarak değiştirdi.
IŞİD, adeta bir bilgisayar oyunu gibi hem Irak’ta hem de Suriye’de çok hızlı yayıldı. Bir kaç saat içinde kentler el değiştirdi. Bölgeden gelen görüntüler ise hiç iç açıcı değildi. IŞİD’çiler; insanların kafalarını kesip uçurumdan attı, kesik başları kazıklara geçirip teşhir etti, binlerce kadını kaçırdı ve köle yaptı, pazarlarda sattı. Ölüm ve korku saldı, kadim toprakları kan gölüne çevirdi.
Örgütün yayılması, Irak’ta Maxmur’da Peşmergeler, Suriye’de Kobani’de YPG tarafından durduruldu. Bu iki kenti ele geçiremeyen örgütün bölgede etkinlik kurmasına engel olundu. İslam Devleti’nin duraklama süreci başladı.
Irak’ta, Irak merkezi hükümeti bir yandan, diğer yandan Peşmergeler, Suriye’de Şam ordusu ile YPG ve daha sonra kurulan Suriye Demokratik Güçleri örgüte karşı çetin bir mücadeleye başladılar. Bağdat ve Şam’a İran, Kürtlere ABD öncülüğünde koalisyon güçleri destek verdi.
Irak güçleri, Temmuz 2017’te Musul’u, aynı yılın Kasım ayında ise SDG, örgütün Suriye’deki başkenti Rakka’yı ele geçirdi. Musul ve Rakka’nın düşmesi, İslam Devleti’nin dağılışını beraberinde getirdi. İslam Devleti, Aralık 2017’de Irak’ta, Şubat 2019’de ise SDG’nin Deyrez Zor’daki son operasyonuyla da Suriye’de tamamen yıkıldı.
IŞİD, bugün askeri olarak saha hakimiyetini kaybetti. Bu “saha hakimiyetini kaybetme” mevzusu son günlerde yapılan bütün yorumlarda özellikle vurgulanıyor.
Haklı olarak dikkat çekilen konu, örgütün yeniden toparlanabilir kapasiteye sahip olması, tabanını mobilize etme becerisi ve bu yıllar içinde yaydığı ideolojik yapı…
Ortadoğu uzmanı Fehim Taştekin, IŞİD’in taşıdığı potansiyelin tamamen yok edilmediğine dikkat çekiyor.
Peki IŞİD yeniden ya da başka bir isim altında örgütlenmeye gider mi?
Deneyimli gazeteciye göre, başka isimle ortaya çıkması ihtimal dahilinde. Çünkü IŞİD’i doğuran koşullar hala bu bölgede varlığını sürdürüyor. Taştekin, “Bu bölge tam anlamıyla istikrara kavuşmadığı taktirde IŞİD varolan çelişkileri kullanacaktır. Örgütün, edindiği tecrübe ve geliştirdiği uluslararası ağ hafife alınmamalı. İdeolojik karakterini, insanlarını kendisine çekme yeteneğini ve kaynak bulma kabiliyetini kesinlikle dikkate almak gerekiyor”diyor.
IŞİD ile Türkiye ilişkisi yıllardır tartışma konusu. Eski Başbakan Davutoğlu’nun, IŞİD’liler için “öfkeli gençler” tanımı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt güçleri Kobani’de IŞİD’e karşı direnişteyken, “Kobani düştü, düşecek” açıklaması unutulmuş değil.
Kobani düşmedi, orada direnen gençler Rakka’yı da aldılar, İslam Devleti’ne son darbeyi de bu günlerde vurdular. Ama AKP/Erdoğan iktidarının IŞİD ile ilişkisi, bu örgüte bakış açısı eleştiri konusu olmaya devam ediyor.
Peki bu örgüt günün birinde Türkiye için sorun olmayacak mı? Fehim Taştekin’in yanıtı, “Türkiye için çok büyük bir tehlike arz ediyor. Hükümet bu tehlikeyi görmek istemiyor” şeklinde.
Türkiye’de IŞİD’e yönelik kimi gözaltı operasyonları yapılıyor, yargılamalar var. Ama diğer yandan örgüt mensuplarınınTürkiye’de oldukça rahat hareket edebildiği, barınabildiği, bir takım kolaylıklar yaşayabildiği bilgileri yok değil. IŞİD’in bu yüzden şimdilik doğrudan Türkiye’ye cephe açmadığını düşünen Taştekin, bunun geçici bir durum olduğu görüşünde. ‘’Örgütün, Türkiye’yi de hedef almayacağının bir garantisi yok. IŞİD’in Türkiye’den devşirdiği adamları kimse konuşmuyor’’ diyen gazeteci bir aşamadan sonra Türkiye’yi hedef alacaklarını düşünüyor.
“IŞİD bitti” demek tribüne oynamaktır, saldırının nereden ve zaman geleceğini bilmemek en büyük tehlikedir. Burası tarihin en belalı topraklarının bulunduğu Ortadoğu. Her an her şey olabilir.
Burhan Ekinci
WDR