Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıplarının akıbetini sormak
ve faillerin cezalandırılması talebiyle sürdürdükleri eylemin 931’incisini
online olarak gerçekleştirdi. Eylemde Şırnak’ın Silopi ilçesinde beri
kendisinden bulunan Habur Gümrük Müdürlüğü’nde çalışan ve 7 Ocak 1994’te iş
yerinden ayrıldıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Ahmet Şayık
(32) ve Mehmet Tayboğa’nın akıbeti soruldu. Bu haftaki açıklamayı 1993 yılında
katledilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe
okudu.
Ahmet ve Mehmet’İn işten çıktıktan sonra eve gitmemeleri nedeniyle ailelerinin
onları aramaya başladığını söyleyen Ayşe, ailelerin emniyete başvurduğunu,
ancak yetkililerin kendilerine “Olayla ilgili bilgimiz yok” dediğini aktardı.
Ayşe, Mehmet’in kullandığı aracın o gün Doruklu köyü yakınlarında bulunduğu
haberi üzerine, ailelerin olay yerine gittiğini dile getirdi. Mehmet’in
kullandığı aracın yanmış olduğunu söyleyen Ayşe, “Kayıpların aracı gümrükten
çıktıktan bir süre sonra 34 plakalı siyah bir Tempra ve beyaz bir Renault araç
tarafından durduruldu. Siyah arabada bölgede JİTEM olarak bilinen astsubay
bulunuyordu. Ancak ailelerinin resmi makamlara yaptığı tüm başvurular sonuçsuz
kaldı” dedi.
Ailelerin kayıplarını aradıkları sırada bir yüzbaşı tarafından, “Acının üzerine
fazla gidersen daha büyük acıya rastlarsın” tehdidiyle karşılaştığını dile
getiren Ayşe, aynı yüzbaşının ailelere, “Yakınlarımızı PKK veya Hizbullah
kaçırdı” diye dilekçe vermeleri şartıyla iki kişiyi serbest bırakacaklarını
söylediğini paylaştı. Ailelerin yakınlarından haber alabilmek için bu dilekçeyi
verdiğini kaydeden Ayşe, “Dilekçeyi de verdiler ancak onlardan bir daha haber
alınamadı. 2009 tarihinde Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Şayık ve
Tayboğa aileleri, yakınlarının kaybedilmesinden JİTEM olarak bilinen Ali Yüzbaşı,
Yusuf Üsteğmen ve Bilal Astsubay’ın sorumlu olduğunu belirterek, bulunacak
cesetler üzerinde DNA karşılaştırması yapılmasını talep ettiler. Bugüne kadar
bir gelişme olmadı” diye konuştu. le
19.Günlük Direnişin Ardında LC Waikiki işçileri
kazandı.!
LC Waikiki Esenyurt Ana Deposu’nda çalışan, promosyon haklarını istedikleri ve
kötü çalışma koşullarına itiraz ettikleri için Kod-46’yla işten atılan 13 kişi
Limter-İş sendikasının öncülüğünde 19 gündür süren direnişini sonlandırdı.
Limter-İş açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Amacımız, Kod-46’yla işten
atma gerekçesinin geri çekilmesi ve işçi arkadaşlarımızın tüm haklarının
verilmesiydi. Bu talepler etrafında depo önünde ve LCWaikiki mağazalarında
günlerdir sesimizi yükselttik, haklı taleplerimizi halkımızla buluşturduk.
Gelinen aşamada, direnişimiz, firma patronlarıyla dün ve bugün yapılan
görüşmeler sonucunda kazanımla sonuçlandı. Direnişimizin 19. günü olan bugün
akşam saatlerinde patronlar ve firma yetkilileriyle işçi arkadaşlarımız
arasında imzalanan protokolle taleplerimiz kabul edildi.
Gerek Esenyurt depo önünde direniş çadırımızı ziyaret ederek destek sunan,
gerekse de LCWaikiki mağazalarını birer direniş alanına çevirerek haklı
taleplerimizi kararlılıkla savunan tüm dostlarımız bu zaferimizin ortağıdır.
Bir kez daha gördük ki, ancak birleşen ve direnen işçiler haklarını
kazanabilir. Bu vesileyle, direnişimizin ilk gününden itibaren bizleri yalnız
bırakmayan, gerek Esenyurt depo önünde gerekse de LCWaikiki mağazaları önünde
sesimize ses, gücümüze güç katan tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Yapılan
anlaşmaya dair detaylı açıklamamızı tüm dostlarımızla birlikte 30 Ocak günü
yapacağımız basın açıklamasında kamuoyuyla paylaşacağız.
Zafer direnen emekçilerin olacak!
Direne direne, direnişle zafere !”
Yaşasın Sınıf Dayanışması..!
Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni Kapitalizm..!