“İklim koruma hareketi/Friday for Future” tarafından yapılan çağrıyla
dünya çapında yüz binlerce kişinin katıldığı eylemler yapıldı. Gösterilerde
iklim sorunlarına, doğa/çevre katliamlarına dikkat çekildi ve sorunların çözümü
için daha fazla çaba ve önlem alınması çağrısında bulunuldu. Kömür, petrol, gaz
gibi fosil enerji kaynaklarından hızlı bir şekilde çıkılması talebi
yükseltildi.
İklim grevi kapsamında dünyanın dört bir yanında okullarda yüzlerce miting ve
eylem yapıldı. Angola, Brezilya, Bolivya, Moğolistan, Uganda, Meksika,
Kolombiya, Almanya ve başka birçok ülkede eylemler düzenledi. Aktivistler
eylemlerde iklim krizine dikkat çekerek, iklim adaleti istedi ve tüm kıtalarda
fosil yakıtlara son verilmesi taleplerini yükselttiler.
Almanya’da yaygın ve kitlesel eylemler
Almanya çapında 250’den fazla şehirde gerçekleştirilen “Fridays for Future”
eylemlerine, #EndFossilFuels!” sloganı altında 250
bin kişi katıldı.
Ülkenin dört bir yanındaki eylemlere yoğun ilgi gösterildi. Eylemciler Federal
Hükümet’ten koalisyon protokolünü uygulamasını ve iklim politikalarında somut
adımlar atmasını talep etti.
Fridays for Future aktivisti Rittmann, Akdeniz’de meydana gelen kasırgaların
Libya’da felakete yol açması, Yunan adalarının yanması ve sular altında
kalması, Almanya’da şiddetli yağmur, kuraklık ve sıcaktan kaynaklanan ölümler
gibi küresel ısınmanın ölümcül sonuçlarına dikkat çekti.
“Binlerce insanın birlikte sokaklara çıkıp daha iyi bir gelecek için mücadele
etmeleri hiç bu kadar önemli olmamıştı” vurgusunun yapıldığı konuşmalarda,
mevcut hükümetin görev süresinin yarısına gelindiğinde alınan önlemlerin iklim
felaketini önlemeye yetmediği gibi; binlerce insanın uğruna mücadele ettiği
“İklim Koruma Yasası”nı ortadan kaldırarak geri adım atmayı planladığı, bunun
da büyük bir felaketle sonuçlanacağına dikkat çekildi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in kısa süre önce konuyla
ilgili yaptığı açıklamada kullandığı ifadeler dikkat çekmişti. Küresel
ısınmanın geçtiğimiz yaz daha belirgin bir hal aldığını söyleyen Guterres,
iklimde “acil durum” olduğunu hatırlatmış, yıkımı durdurmak için “yarışı
kaybettik” demişti. “İklim yıkımı başlamıştır” uyarısında bulunan Guterres,
buna rağmen “yarışın kazanılabileceğini” iddia ederek, yakımın sorumlusu olan
devletlerden çözüm yönünde adım atmaları çağrısında bulunmuştu. Guterres’in
uyarıları bir tür “durum” tespiti olmanın ötesine geçemiyor. Zira Birleşmiş
Milletler bu konuda bir şey yapmazken, emperyalist/kapitalist devletlerin
başkanları ise Guterres’in uyarılarını umursamıyorlar.
Bu koşullarda iklim sorununun çözülebilmesi ve bu kapsamda acil önlemlerin
alınması işçi sınıfı ve emekçilerin enternasyonal mücadelesini büyütmekle
mümkün olabilir. Ancak bu yolla talepler daha güçlü bir şekilde dile
getirilebilir ve bu tehlikeli yıkımın önüne geçilebilir. Aksi halde büyük
“felaketlerin” gelmesi kaçınılmaz olacaktır.