Yerel seçimler sürecinde devlet olanaklarını
pervasızca devreye sokan Erdoğan-Bahçeli kliği yerel seçimlerde büyük bir
yenilgi aldı. 1977 Ecevit CHP’sinden bu yana yüzde 30 oy bandını aşamayan CHP
bu yerel seçimlerde yüzde 38 bandına ulaşan oy oranıyla hem Erdoğan’ın AKP’sini
geçti hem de 1.parti olarak çıktı. Yerel seçimlerde yenilgiyle çıkan ve bir çok
kentte ve ilçede belediye başkanlığını kaybeden Cumhur ittifakı ve İyi Parti
olurken, yerel seçimlerin galibi CHP, YRP ve tüm baskı ve engellere rağmen
kayyum düzenini boşa çıkaran DEM Parti oldu.
Yerel seçimler süresince Erdoğan ve Cumhur ittifakı en yakın rakibi İBB
Başkanı’nın yaptığı tatilleri hesaplayan, çalışmayan otobüs mizansenleri
hazırlayan, para sayma görüntülerini tekrar tekrar servis eden, DEM Parti ile
CHP ittifak yaptıklarını öne sürerek her türlü kara propagandayı devreye sona,
CHP’nin eski genel başkanını yenisiyle birbirine düşürmek için onun adına sahte
afişler astıran, Kürt oylarını taşımalı-devşirme seçmenlerle bastırmaya çalışan
faşist Cumhur ittifakı kliği, yerel seçimi büyük bir kayıpla kapatmış
bulunuyor. Neredeyse ‘iki partili’ sistem üzerinden işleyen Cumhurbaşkanlığı
sisteminin yerel seçimlerdeki hezimetinin nedenleri üzerine birçok şey
söylenebilir.
En kestirmeden, yüzde 200’lerde seyreden enflasyonun yarattığı açlık sınırın
dayaşamaya alıştırılmaya çalışılan emekçilerin artık hayali düşmanlara, olmayan
savaş halinin ,beka yalanı yalanı tutmadı.. Büyük şirketlere işsizlik fonunu,
devlet hazinesini bol keseden dağıtırken emekliye ‘para yok’ diye kestirip
atmanın, ne ‘verirsek verelim anında eriyor’ o yüzden vermeyeceğiz demenin bir
bedeli olacaktı nitekim oldu da.
Genel seçimlerin üzerinden bir yıl geçmemişken önceki ekonomi politikasını
temyiz eden Erdoğan Saray yönetimi, ülkeyi ve nüfusu devasa bir borç içine
soktu Bu borç yükü iki yakasını bir araya getirememekle sınırlı bir durum
değildi. Her fırsatta Allah’ın yer yüzündeki temsilcisi olduğuna inanan AKP
kadroları ve Erdoğan’ın adaletsizliğe ne kadar katlanırlarsa katlansınlar halkı
faizi bitmeyen bir manevi borca da soktuğunu eklemek gerekir. Din, aile,
millet, vatan, beka sayelerinde emin ellerdeydi; bu yollarda beraber
yürünecekti.
Neki 22 yıldır işe yarayan bu hikayenin alıcı kitlesi açlık ve işsizlikle
terbiye edilmeye çalışılan emekçiler nezdinde büyük ölçüde çözüldü. Her sözünün
karar ya da kararname haline geldiği, siyaseten canının istediğini istediği
sürece hapse tıkabilen Erdoğan’ın tek adam yönetiminin adaletsizliğini şimdilik
gücünün yettiği tek araçla, o bir tek oyuyla protesto eden ‘seçmen kitlesi’ bu
rejime karşı tabanda kendi koalisyonunu kurarak dur demek istediğini
muhalefetin en büyük partisi CHP’ye destek vererek gösterdi.. Bu seçimin sonucu
devrimci bir yada sol ve emekten yana güçlü bir alternatifinin yaratılamamış
olması giderek daha faşist dinci baskının devreye sokulduğu tek adam rejimini
,rejimin kurallarına göre oynayarak halk inisiyatifinin bir denge-denetleme
faktörü olarak kendisini ortaya koyması olmuştur. Bu inisiyatifi önümüzdeki
süreçte güçlendirerek kullanmak isteyeceğini söylemek yanlış olmaz. Çünkü
AKP-MHP faşist dinci ittifakının seçim hezimeti; örgütlenmek istedikleri için
biber gazına maruz kalan işçilerin, ek zam isteyen emekçilerin ve emeklilerin,
özel okul öğretmenlerinin, bağrına taş, sabrına sabır katanın, İliç
katliamından, çocuk tacizlerinden canı yananların, depremde ihanete
uğrayanların birikmiş tepkisinde mayalanıp gelmiş sayılır.
CHP elindeki büyük şehir belediyelerine yenilerini ekledi. Bazı iller ve
ilçelerde beklenmedik sonuçlar alarak AKP’nin 22 yıllık saltanatını da sarstı.
Ancak bu sonucu sadece ana muhalefet partisi CHP nin zaferi olarak görmek doğru
olmaz. Tek adam yönetiminin bir oylamaya çevirdiği ve 22 yıldır neredeyse her
sene kendisini oylatan ve meşruiyetini seçim sonuçlarına dayandıran bir faşist
dinci iktidarı geriletmek için birleşme ihtiyacı duyan halkın sessiz taban
ittifakının bir ürünüdür bu sonuç. Bu seçim aynı zamanda muhalefete muhalefet
ederek Saray iktidarının değirmenine su taşıyan İYİ Partiyi iyice geriletmiş,
Saray iktidarı ve devletin DEM Partiye karşı Kürdistan da destekleyip öneçıkarmaya
çalıştığı faşist şeriatçı Hüdapar’ı anlamsızlaştırmış, İsrail’le ticaret
yapmaya devam eden AKP’nin ideolojisine hala bağlı kesimleri de ‘İncirlik
kapatılsın, İsrail’le ticari ilişkiler kesilsin’ diyen YRP ileterbiye etmeye
sevk etmiştir.
İktidarın, sayısız siyasetçisini ve eski eş genel başkanlarını tutuklayarak
sindirmeye çalıştığı, belediyelerine kayyum atanarak seçmenlerinin iradesi
çiğnenen Dem Parti bu yerel seçimin kazananıdır. Her türlü oyuna, şiddete,
hileye, taşımalı seçmene rağmen kayyum düzenini sarsan Kürt emekçileri belli
başlı Kürt kentlerinde belediye başkanlığını kazanırken, batıda Cumhur
İttifakını darbeleme adına CHP’ye oy vermiştir. Saray iktidarı Kürt halkının
iradesine karşı Kayum politikaısnı bu kez yargı eliyle devreye sokarak Van
belediye başkanlığını kazanan DEM Parti adayı Abdullah Zeydanın seçme hakknı
gasp ederek kayyum politikasına devam etmiştir.
Yerel seçimlerde Dersimde yapılan demokratik ittifak merkezde başarılı olurken
ilçelerde başarısız olmuş ve Pertek ve Çemişkezek ilçeleri AKP alırken, Ovacık,
Nazimiye, Akyazı, Mazgirt ilçeleri CHP ve Hozatı ise Sol parti almıştır. Bu
seçimlerde büyük sürpriz yapacağı belirtilen Özdağ’ın faşist kafatasçı Zafer
Partisi yüzde1.5 oyda kalırken, Gelecek ve Deva Partisi’nin esamesi okunmadı.
SP yüzde 1’likoy oranını korurken DP ciddi bir varlık gösteremedi. TİP, genel
seçimlerde almış olduğu oy oranını koruyamamış ve bir kaç ilçede belediye
başkanlığı dışında ciddi bir varlık gösterememiştir.
Yine TKP’de Maçoğluyla İstanbul Kadıköyde büyük bir bir sıçrama yapacağı
beklentisi de hayal olmuş ve TKP Kadıköy de yüzde4 oyda kalmıştır. CHP’ninde
aday göstermeyerek destek verdiği Gebze deseçimlerde aday olan TİP genel
başkanı Erhan Baş başarısız olmuş ve işçi semti Gebze de işçiler ve emekçiler
gerici partileri tercih etmişlerdir.
AKP, çok güçlü olduğu deprem bölgesinde, Karadeniz’de, Kayseri’de bile ciddi
erime gösterdi.
Erdoğan ve Bahçeli’nin ciddi bir oy kaybetmişve bir çok belediyesi CHP’ye
kaptırmış olan Cumhur ittifakı bu seçimsonuçlarıyla topal ördek haline
gelmiştir. Bu seçim yenilgisi Cumhurittifakının geleceğini tartışma gündemine
getirecek ve erken seçimtartışmalarına yol verecektir.
Devrimci akımlar bu yerel seçimlerde ciddiye alınabilecek bbağımsız devrimci bir
çalışma gerçekleştiremeyerek, gereken inisiyatifi ve etkin bir toparlanma
kampanyası yürütememişlerdir.
CHP’nin birinci parti olarak çıktığı ve iktidarı elinde tutan faşist dinci
Cumhur İttifakının yenilgiyle çıktığı yerel seçim sonuçları sermaye ve
emekçiler halklar açısından iki farklı tartışmayı derinleştireceği artık
nettir. Sermaye, artık Cumhur İttifakının dışında ortaya çıkan yeni tabloyla
yürüyeceği yolun etüdünü yaparak öne çıkan politik aktörlere kendince bir yön
vermeye çalışacaktır.
Çıkarları sermaye ile çatışan işçi ve emekçiler açısından da başka bir değişim
talebinin yani iş, ekmek ve özgürlük taleplerinin daha cesaretle dile
getirileceği bir kapının aralandığı görülmelidir. Buradan olarak devrimci ve
sosyalistler arayış içinde olan ve korku duvarları için hapsedilmiş olan işçi
ve emekçilerin burjuva kliklerine mahkum olmadıklarının ortaya koyarak,
devrimci alternatifi örmek ile yükümlü olduklarını unutmayalım. Şimdi daha
fazla kitlelere gitme ve Onları devrimci zeminde aydınlatıp örgütleme zamanı.