Asıl adı Cemalettin Seber olan, Cemal Süreya 1931
yılında Erzincan’da dünyaya gelmiş. Edebiyatımızın usta şairlerinden Cemal
Süreya’nın babası 1938’de Kürt olması ve devlete mesale yaklaşması nedeniyle
Dersim direnişi bahane edilerek Erzincan’dan sürgün edilir. Pülümür köyünden
yola çıkarak zorunlu bir göç yaşayan Seber ailesi Bilecik’te yaşamaya başlar.
Bilecik’e sürülen ailenin aynı zamanda bir başka şehre gitmeleri de yasaktır.
Cemal Süreya’nın annesi Gülbeyaz Hanım, erken yaşta ölünce o yıllardaki adı ile
Cemalettin Seber İstanbul’a gönderilir. 1942 yılına kadar İstanbul’da eğitim
gören Cemal Süreya, 1942 Bilecik’e getirlir. 1942 Bilecik’e geri getirilir. Bu
yıllarda babası bir başka hanımla evlenir ancak Cemal Süreya, bu evlilikten hiç
de memnun kalmaz. Ortaokul yıllarında ise yıllar sonra ilk eşi olacak olan
Seniha Nemli ile sınıf arkadaşı olur. Ortaokuldan sonra Cemal Süreya, Haydar
Paşa Lisesi’ne parasız yatılı olarak kaydolur. Lise yıllarında ise üvey annesi
bir olay neticesinden evden ayrılır ve Cemal Süreya’nın babası bir süre sonra
bir başka evlilik yapar. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde
Maliye ve İktisat Bölümünde okumaya başlayan Cemal Süreya, bu yıllarda Muzaffer
Erdost, Sezai Karakoç, Nihat Kemal Eren ve Hasan Basri ile çok yakın arkadaş
olur.
Ortaokulda sınıf arkadaşı olan Seniha Nemli ile evlenen Cemal Süreya, 1954
yılında okuldan da mezun olur ancak bir süre sonra evlilikleri bozulmaya
başlar. 1955 yılında kızı Ayçe doğar ve Cemal Süreya bu günlerde Müfettiş
yardımcısı olarak İstanbul’a atanır. Evlilikleri bir süre daha devam eder ancak
bir süre sonra ilişki tamamen biter.
1967 yılında ise Cemal Süreya, dönemin önemli dergilerinden “Yelken”de çalışan
Zuhal Tekkanat ile evlenir. Üç sene sonra ise Memo Emrah adında bir çocukları olur
ancak maddi sıkıntılar devam etmektedir. Memuriyete geri dönen Cemal Süreya,
Ankara’ya atanır. Zuhal Hanım ise İstanbul’da kalır. Bir süre bu şekilde ayrı
yaşarlar ancak Zuhal Hanım da sonra Ankara’ya gelir. Birlikte yaşamaya başlayan
ailede zamanla geçimsizlik baş gösterir. Cemal Süreya da Zuhal Hanım da
birbirlerinin kıskanmaktadır ve neticede boşanırlar.
1975 yılında ise Cemal Süreya üçüncü evliliğini gerçekleştirir. Güngör Demiray
ile aşka ile evlenen Cemal Süreya’nın bu evliliği ancak ve ancak bir yıl sürer.
Daha sonra Cemal Süreya, ikinci eşi olan Zuhal Hanım ile tekrar birleşir fakat
bu birleşme de ayrılıkla sona erer.
Son olarak Cemal Süreya, Birsen Sağnak adında bir hanım ile evlenir. Birsen
Hanım, dört çocuklu bir annedir. Bir kitap evinin de sahibi olan Birsen Hanım
adeta Cemal Süreya’ nın çekilmezliklerini bir alaşağı eder ve ona büyük bir
şefkat ile yaklaşır. Bu tarihe kadar Cemal Süreya birçok devlet kademesinde
müfettişlik görevini icra eder ve 1982 yılında emekli olur. Ancak bu tarihten
itibaren sakin bir yaşam elde edemez. Evliliği çok iyi giderken Cemal Süreya,
emeklilik maaşının yetmemesi üzerine bir bankada çalışmaya başlar. Fakat banka
iflas edince bir süre yargılanan Cemal Süreya dava neticesinde beraat eder.
Sigara alışkanlığından bu yıllarda kurtulan Cemal Süreya, alkolden bir türlü
uzaklaşamaz. Yine bu günlerde oğlu Memo nedeniyle büyük sorunlar yaşar. 9 Ocak
1990 yılında usta şair ve yazar Cemal Süreya, hayata veda eder. Onun yaşamının
özellikle son dönemleri büyük bir huzursuzluk içinde geçer.
Yazın Yaşamı
Cemal Süreya, edebiyat henüz ortaokul yıllarında merak salar. Bu yıllarda
Fransızca da öğrenmeye başlayan Süreya, okulda sınıf arkadaşı olan Seniha
Hanım’ a şiirler yazar. Lise yıllarında itibaren Cemal Süreya, daha sıkıca edebiyata yönelir. Edebi araştırmalar yapan
Cemal Süreya bu yıllarda I. Yeni şiiri ile ilgilenmektedir. Bu yıllarda Ahmet
Muhip Dıranas ve Özdemir Asaf gibi isimleri fazla okur. Üniversite yıllarında
ise Cemal Süreya çeşitli takma isimler ile muhtelif dergi ve gazetelerde
yazılar yazar. Cemal Süreya ilk şiirini ise 1953 yılında Mülkiye dergisinde
yayımlar. Ancak Cemal Süreya “Şarkısı Beyaz” isimli bu şiiri sonradan
kitaplarına almak istemez.
Bu yıllarda dergilerde karikatürleri de yayımlanan Cemal Süreya, kendisini tam
olarak “Gül” şiiri ile edebiyat dünyasına duyurur. 1955 yılında ise
“Üvercinka”, “Dalga”, “Güzelleme”, “Üçgenler”, “Cigarayı Attım Denize”,
“Nehirler Boyunca Kadınlar Gördüm” gibi önemli eserleri dergilerde yayımlanır.
1957 yılında ise Cemal Süreya, babası Hüseyin Bey’i kaybeder. Kendisine büyük
bir etki yapan bu durumu şair “Sizin Hiç Babanız Öldü mü” adlı şiiri ile kaleme
alır. Bu tarihten bir yıl sonra usta şair, ilk şiir kitabı olan “Üvercinka”yı
yayımlar. Kitap büyük bir ses getirir ve 1959 yılında Yeditepe Şiir Armağanı’nı
kazanır. “Papirüs” adında bir dergide çıkaran Cemal Süreya’nın eşi Zuhal Hanım,
bir süre büyük bir kalp rahatsızlığı geçirir. Bu sırada Cemal Süreya onun
yanında ayrılmaz ve her gün olan mektuplar yazar. Zaman sonra şair bu
mektupları “Onüç Günün Mektupları” ismiyle kitap haline getirir.
Cemal Süreya, bir süre Politika gazetesinde köşe yazarlığı yapar ve bu yıllarda
“Şapkam Dolu Çiçeklerle” adlı deneme kitabını yayımlar. Şiirinin yanı sıra
Cemal Süreya, nesriyle de edebiyatımızın en önemli yazarlı arasında
anılmaktadır. 1977 yılında “Emeğin ve Emekçinin Tarihi” yayımlayan Cemal
Süreya, birçok yapıtı ile nesir başarısını kanıtlamıştır. Bir süre “Aydınlık”
gazetesinde de yazılar yazan Cemal Süreya, 1984 yılında Sevda Sözlerini
yayımlar.
Edebiyatın çnemli isimlerinde biri olan Cemal Süreya’nın kuşkusuz sanat
yaşamını boyunca en çok dikkat çeken yönü çocuk edebiyatı ile bağıdır.
“Çocukça” adında bir dergide “Aritmetik Kuşlar Pekiyi” diye adlandırdığı köşesinde
çocuklar için müthiş bir duyarlılık ile yazılar kaleme alır.
İkinci Yeni hareketinde bir süre yer alan Cemal Süreya’nın şiiri tam olarak 2.
Yeni ile bağdaşmamaktadır. Esasen Cemal Süreya’nın konuşma dilini şiirde
kullanması daha çok bir süre ilgilendiği Garip akımına benzemektedir. Bu
yönüyle de şair 2. Yeni çizgisinden ayrılmaktadır. Bunu yanı sıra Cemal Süreya
kalemin özgür olması fikri ile 2. Yeniciler’ in şiir konusundaki sert
kurallarını da bir türlü benimseyememiştir.
Cemal Süreya, daha çok kendi akımını kendisi yaratarak kendine özgü bir şairlik
örneği göstermiştir. Şiirlerinin yanı sıra denemeler, tenkit yazıları, şiir ve
düz yazı tercümeleri, çocuk kitabı, günce ve derlemesi bulunmaktadır.
Ölümünün 23. yılında Cemal Süreya yazdıkları şiirler ve makaleler ile mücadelemizde yaşıyor.