Marksist-Leninist Teori, Kadrolara Kılavuz İpi Verir.!

Herşeyden önce . M-L propogandamız aksamaya başlarsa, kadroların Marksist-Leninist eğitimi dumura uğramaya başlarsa, kadroların politik ve teorik düzeylerini yükseltme çalışmamız da kesinlikle dumura uğrar. Stalin yoldaş, kadroların Marksist-Leninist eğitimi konusunda şöyle belirtir; ” Bu bir aksiyom olarak kavranmalıdır; politik düzey ne kadar yüksek, devlet ve parti çalışmasının ilgili alanlarındaki kadrolar ne kadar çok Marksist, Leninist bilince sahipse, çalışmada başarısızlık ve yenilgi o kadar büyük ihtimaldir. Yöneticilerin bayağılaşmaları, hırslı palavracılara dönüşmeleri, soysuzlaşmaları o kadar büyük ihtimaldir.”( Stalin.Eserler.cilt.14.s.241 )Kadrolarımız ideolojik olarak donatmayı ve politik olarak çelikleştirmeyi başarırsak, sorunlarımızın onda dokuzunu çözmüş oluruz. Kadrolar serbestçe kendilerini yönlendirebilmeleri, olgun Marksist-Leninist haline gelebilmeleri ve örgüt yönetiminde ciddi hatalar yapmadan karar alabilme yeteneğine sahip olabilmeleri için, ideolojik -teorik ve politik çelikleşmesinin yorulmaksızın yökseltilmesi gerekir. Kadroların teorik eğitimine, onları Marksist-Leninist teoriye donatmaya özen göstermek, kesinlikle kadroların pratik çalışma içinde Bolşevik eğitimiyle birleştirilmelidir. Eğitim yalnızca hazırlayıcı bir aşamadır; gerçek yöneticileri, bizzat çalışma içinde, zorlukla aşma çalışması içinde yetişir. SBKP(B)’nin 12.Parti Kongresinde Stalin yoldaş şu vurguyu yapar; “Tek başına kitaplarda önder yetiştirilmez. Yönetici fonksiyonerler sadeceğ çalışama sürecinde yetişir.” (Stalin. Eserler. cilt.5.s. 186) çalışma sürecinde zorluklara karşı mücadele içinde kadrolarımız komünist özeliklerini geliştirir veBolşevik yönetme stiline tamamen egemen olmayı öğrenirler. Komünist ilkere bağlılık, inşanın her kadrosunun talep etmesi gereken bir tutum olmalıdır. Lenin ve Stalin, ilkelere bağlı politikanın tek doğru politika olduğunu belirtirler.‹nşamız, tutarsızlığın ve ilkesizliğin en küçük görüntüsüne izin vermeyip, kadroların sürekli olarak görevlerine layık olmasını ve politik aktif insanlar olarak kalmalarını talep etmelidir. Komünist ilkelere bağlılık, İnşanın ilkelerinden, ideolojisinden ve politikasından en küçük sapmaya karşı bile uzlaşmazlık anlamına gelir. inşanın politikası, ve örgütlenme düzenin yaşam temelidir. ‹nşa kadroları büyük, küçük herşeyde kedisine onu klavuz almalı ve politik ilkesel çizgiden hareket etmelidir.Politika milyonların çıkarlarının söz konusu olduğu yerde başlar. Bir şeye ilkesel politik yaklaşmak demek, onu milyonlarca insanın ve onların arasındaki ilişkinin bakış açısından bakmak demektir. Burada, idari, resmi, yerel yada dostça çıkarlara en küçük bir ödün bile söz konusu olamaz. Komünistler dostluğu, yoldaşça ilişkilere büyük değer veriler, ama bir insanın davranışı için en yüksek kriter olarak, onun davaya bağlılığı tarafından dile getirilen halkın çıkarlar karşısındaki tavrını alırlar.Dolaysıyla kadroları ilkelere bağlılık ruhuyla eğitmek, her sorunun çözümünde özel ve yerel çıkarlardan değil, tersine halkın çıkarlarından harket etmeye, onların küçük büyük her şeyde bu çıkarları savunmaya ve halk düşmanı her eğilime karşı mücadele etmeye çalışmaları demektir. Bir kadronun ilkelere bağlılığı, kendisini gösterir ve onun çalışmasını halkın önünde duran acil politik görevlere nasıl tabi kıldığıyla denetlenir. Dahası bu önlemi değerlendirme ölçütü, onun davamızı pekiştirdiğini mi? Yoksa zayıflattığı mıdır? onun büyümesine katkıda mı bulunduğu? Yoksa onun gelişimini mi? Bir kadronun ilkelere bağlılığının ölçüsü, tamda burada aranmalıdır.Komünist ilkelere bağlılığın temelinde derin ideolojik dolgunluk, Marksizm-Leninziin büyük düşüncelerinin doğruluğuna şaşmaz inanç yatar. Yalnızca Marksist-Leninist düşünceleri iyi özümsemiş ilkelere bağlı bir insan, sorunlara inşanın ilkesel iyi özümsemiş ilkelere bağlı bir insan, sorunlara inşanın ilkesel pozisyonlarından bakabilecek dorumdadırlar. Marksist-Leninist teori, kadrolara perspektif açıklığı, çalışmada güvenlik sağlar; onlara, küçük şeylerin arasındaki büyük şeyi görme, yürüyen günlük çalışma içinde büyük idealler uğruna mücadeleyi hissetme yeteneği verir. Bunun tersine. teori konusunda aymazlık, perspektif kaybına yol açar. Teoriye karşı aymazca davranan insanlar hakkında Stalin yoldaş, bunların politik kadrolarında, politik dar kafalılara, ilkesiz apolitik kendini beğenmişlere dönüşme riskine girdiklerini söylemektedirler.”Böyle belirsiz, böyle bulanık tipte insanlara ilişkin olarak “diye devam eden Stalin, “büyük Rus yazarı Gogol, son derece isbetli biçimde şöyle demektedir; öyle insanlar ki, son derece belirsizler, ne şöyledirler, nede böyle, nasıl insanlar olduklarını bir türlü anlayamıyorsun. Ne Boğdan kentindeler, nede Selifkan Köyünde ; (ne şarktalar nede şamda anlayacağınız) “(Stalin. Cilt. s. 14 . 183.)İlkelere bağlı olmak demek, hataları konusunda birinin doğrudan ve dürüstçe dikkatini çekerek onu incitmekten korkmamak demektir. Yönetici, bir komüniste özgü olduğu üzere, düşüncesini, komünistlere has tüm açıklıkla, bir komünistle yaraşır şekilde açık ve net biçimde söylemeyi bilmelidir. ilkelere bağlı bir insan, aynı şekilde, cesur açık ve nesnel eleştiriden çekinmez. Kadro eğitiminin komünist yönteminin ruhu olan eleştiri karşısındaki tavırla, bir foksiyonerin ilkelere bağımlılığı ölçülür. Komünist, nesnelbir eleştiriyi kişisel bir incinme, kendi otoritesine karşı bir sabotaj olarak göremez ve kendi benciliğini davanın çıkarlarının üstüne çıkaramaz. O, eleştirileri de kabullenme cesaretine sahip olmalıdır.Doğru olarak demek, “İlyiç’in yaptığı, her Bolşevik’in yapmak zorunda olduğu gibi, doğruyu tüm açıklıkla ve dürüstlükle parti önünde açıkça dile getirmek “(Stalin) demektir. İnşanın her komünisten istediği dürüstlük ve ve doğruluk pratik çalışma içinde denetlenir. Bir komünist hangi mevkide bulunursa bulunsun, kendi çalışmasını eleştirel olarak değerlendirebilme ve ona ilşkin gerçeği söyleme cesaretine sahip olmalıdır. Kadroları doğruluk ruhuyla eğitmek, kadroları hata ve eksiklikleri temelinde eğitmek demektir. Bu, kadro eğitiminin Stalinci buyruğudur. ,”Bolşeviklerin görevi” diye öğretti” . Stalin yoldaş “hatalarını gizlememek, bizde sık sık olduğu gibi, hatalar sorunundan kaçmamak, bilakis açık ve dürüstçe göstermemek, açık ve dürüstçe düzeltmektedir.”(a.g.e..168.)Kadroların hatalarını kabul etmelerinin kadrolar için ayıp anlamına gelebileceği ve otoritesine zarar verebileceği varsayımıyla, hatalarını itiraf etmekten çekindikleri durumlara rastlanabilir. Bu otorite karşısında yanlıış, dürüst olmayan bir tutumdur. Gerçekte, kendi hatalarını itiraf etme- onları düzeltmeye hazır olma, bir militanın onurunu zedelemez, tersine otoritesini art’ırır. İnsanların onların doğruluğu ve dürüstlüğü, sözlerine değil, eylemlerine bakarak ve değerlendirmelidir. Politika da dürüstlük, kesinlikle denetlenebilir olan, “söz ve eylem arasındaki uyumluluktur”Komünistin sözü sarsılmaz sözdür. yönetici, örgüt adamı, boşuna konuşmaz. Sözümü verdin, o zaman bunu dürüstçe söyle, yoksa bir gevezenin yada sahtekarın hiç de kıskanılmayacak rolüne düşersin. Eksikliklere karşı uzlaşmazlık, inşa kadrolarının son derece önemli bir özelliği olmalıdır. Komünist inşa tutuculuğun ve durgunluğun uzlaşmaz düşmanı olarak var olanla asla yetinmez ve bakışlarını sürekli olarak ileriye diker.Eksiklere karşı komünist uzlaşmazlık, İnşamızın doğasından, onun komünist ruhundan gelmektedir. Kendi eksiklerinin amansızca eleştirlmesi, “Her canlı ve yaşama yeteneğine sahip parti için…Zorunludur. ” diyordu Lenin yoldaş, “Hiç bir şey, kendini beğenmişlik, kadar komünistlere yabancı değildir.. Lenin ve Stalin, kendilerini beğenmek, kibirli olmak ve eksikleri unutmak için kendilerine belli başarıların yettiğini düşünen kadroları mahkum etmiştir. “iki-üç büyük başarı daha ve burnumuz kaf dağına varıyor; ‘biz bunu küçük parmağımızla hallederiz. “Stalin. Eserler. Cilt.10.s.289.)Eksikliklere karşı komünist sabırsızlık göstermek demek, başarı sarhoşluğuna izin vermemek, çalışma temposunu bir an bile olsa gevşetme hevesine kapılmamak, yani çözülmemiş sorunları açıkça görmek ve hatalar karşısında gözlerini kapatmamak demektir.Bilindiği gibi eğer tohuma kaçmamışsa, hataları gidermek daha da kolaydır, bir hata hep küçük bir şeyle başlar, ama gözden kaçırılırsa, büyük bir hataya dönüşür.” Herkes bir küçük yara iltihaplanmaya başlarsa, ölümcül bir hastalık doğabilir ” insanın kendisinde şu değerli özelliği geliştirmesi gerekir; hataları rüşeym halindeyken görme, tanıma ve önleme yeteneği. Bundan dolayı, tek tek kadroların kişisel güçlük korkusuyla hataları gizlemesine ve “sudan kuru çıkarabilmek için” mümkün olan 0er bahaneyi bulmak amacıyla çeşitli dolaplar çevirmesine göz yumulmamalıdr.Komünist yönetici, soruna kişisel yada geçici çıkarlar bakış açısından yaklaşamaz. O, çalışmanın artılarını ve eksiklerini nesnel olarak artırma ve onları sürekli olarak örgüt çıkarlarının düzeyi açısından görme yükümlülüğüne sahiptir.Eksikliklikleri gizlememe, bir yöneticiden istenen vazgeçilmez bir taleptir. Ama bu her şey değildir. Eksiklikleri ortaya çıkaran nedenleri özellikle ortaya çıkılması ve onların ortadan kaldırılmasının yollarını göstermeyi bilmek önemlidir. Komünist yönetici, sorumluluktan kaçamaz ve zorluluklar karşısında aciz kalarak duramaz. O, bütün güçlereni işe koşmaya ve zorlukları aşmaya yükümlüdür. Bir kadronun sürekli olarak bir zorluktan şikayetçi olması, ama onlara karşı doğru bir mücadele yürütmemesi ne işe yarar?Eksikliklere karşı uzlaşmazlık, ifadesini komünist eleştiri ve özeleştiride bulur. Eksiklikleri ortaya çıkarmak, onları açıkça eleştirmek ve tahlil etmekten başka ne anlama gelebilir? Komünist eleştiri ve özeleştiri, yönetimdeki eksiklikleri çıkarmanın ve ortadan kaldırmanın bir aracıdır. eksikliklere karşı uzlaşmazlık, yöneticilerin çalışmada iddialı olmaları gerektiği anlamına gelir. İddialı olmak demek, yönetimin – inşa direktiflerine karşı karşı hiç bir suç cezasız kalmayacak şekilde örgütlnmesi demektir. çalışmada iddialı olmanın emirlerle yönetmek ve kaba hotzotçulukla ilgisi yoktur. Emirlere yönetmek, bilindiği gibi cehaletin bir ürünü, beceriksizliğin bir sonucudur. Bu, meselenin özüne inilmesinin kadroların doğro dağılımınn becerilemediği yerde uzman insanları çekmeden, kitlelerin deneyimlerini incelemeden, inşa kadrolarının kollektif düşüncesini göz önünde tutmadan tek başına karar vermeye çalışılan yerde ortaya çıkar. Emirlerle yönetmek, kural olarak, kadroların sık sık değişimiyle at başı gider.BeğenYorum YapPaylaş