Aynı zamanda biz komünistler kendimizden yüksek nitelikler istiyoruz. Bu başka türlü de olamaz. Çünkü kapitalizm kendiliğinden yıkılmayacaktır. İnsanlar, işçiler ve bağlaşıkları, kapitalizmi yıkmalıdırlar, bunun için komünistlerin çalışan yığınların içinde yorulmak bilmez, çetin, cesaretli ve nesnel bilgilerle donanmış bir şekilde çalışmaları gerekmektedir. Bunun anlamı şudur: Biz komünistler sınıfın bir parçası olarak çalışmalıyız ve kendimizi özel bir şey olarak görmemeli, özel bir şey gibi davranmamalıyız. Daima Marks ve Engels tarafından dile getirilen şu kurala uymalıyız: “Komünistler proletaryanın diğer bölümlerinden ancak şu noktada ayrılırlar: 1. Değişik ülkelerin proleterlerinin kendi milletleri içinde yürüttükleri savaşımlarda bütün proletaryanın her türlü milliyetten bağımsız, ortak çıkarlarını gösterir, onları öne sürerler; 2. Proletaryanın, burjuvaziye karşı verdiği savaşımın geçmek zorunda olduğu çeşitli gelişme aşamalarında, her zaman, her yerde, hareketin tümünün çıkarlarını temsil ederler. Onun için komünistler hem pratikte her ülkenin işçi sınıfı partilerinin en ileri ve kararlı kesimi, bütün diğerlerinin başını çeken kesimidirler, hem de teoride proletaryanın büyük çoğunluğu karşısında, proletarya hareketinin izlediği çizgiyi, hareketin koşullarını veren sonunda varacağı genel sonuçları açıkça anlamalarından ileri gelen bir üstünlüğe sahiptirler.” ( K.Marks, F.Engels; Komünist Partisi Manifestosu, S. 52.)işçi sınıfının güncel çıkarları için savaşım) Biz kendimizde hangi nitelikleri arıyoruz? Program şöyle diyor: İşçi sınıfının davasına hizmet etmek ve onun başarıya ulaşmasını sağlamak için gönüllü birleşmiş biz komünistler, kendimizden yüksek siyasal ve ahlaki nitelikler istiyoruz. Komünist olmak demek: İş arkadaşlarının ve komşularının dertlerine ve çıkarlarına sahip çıkmak demektir. Çalışan insanları harekete geçiren her şey komünistlerin dikkatini çekmelidir. Güncel çıkarları savunmamız biz komünistlerin bizzat işçi sınıfının parçası olmamızdan, onların sıkıntı ve dertlerini paylaşmamızdan ileri gelir. Aynı zamanda biz Marks ve Engels’in Komünist Manifesto’da vurguladıkları gibi güncel somut çıkarlar için savaşımda hareketin geleceğini de temsil ederiz. Lenin diyor ki: Komünistler işçilerin fabrikadaki günlük savaşımını, sözgelimi çay suyu için verilen savaşımı, örgütlemeyi bilemezlerse, işçiler de sosyalizm için verilen kavgada komünistlerin ardından yürümezler- Çalışan halkın somut, maddi ve sosyal çıkarlarının tehlikede olduğu yerlerde meydanda olmazsak, sosyalist amacımızla onların çıkarlarını temsil ettiğimizi söylediğimiz diğer insanlar biz komünistlerin ciddiyetine nasıl inansınlar?İşçi ve hizmetlilerin, onların sendikalarının işyerinden işletmeye, firmadan devlet ekonomi ve sosyal-politikasına kadar söz sahibi olma istekleri, işyerleri, işten çıkarılma, iş süresi, ücretler, sosyal hizmetler, izin, yatırımlar, kâr dağıtımı ya da mülkiyet ilişkilerinin değiştirilmesinde karara katılma isteği mi, okula giden küçük çocuklara en az tehlikeli bir okul yolunun sağlanması mı, yoksa sokak ışıklandırmasının güvence altına alınması, düzenli çöp kaldırma sorunları, trafik gürültüsünün sağlığa zarar veren etkilerimi söz konusu; bir komünist her zaman ve her yerde çalışan halkın bu tür istekleri için verilen savaşımın en ön saflarında yer almaya çaba harcamalıdır.