Yazı boyunca “örgütçü” kavramını kullanmamız, örgütçünün yalınkılıç gibi bireysel olarak hareket eden bir şövalye olduğu anlamına gelmez. Örgüt çalışması kolektif çalışmadır. Çalışmanın kolektifliği anlatımım bireyler ve organlar düzeyinde işlevlerin birbirini tamamlayan şekilde bölünmüş olmasında ve organ çalışmalarında bulur. Böylece kolektif irade, organların ve bireylerin çalışmasını düzenler, yönlendirir; ama bireysel çalışmayla tamamlanmayan, beslenmeyen bir kolektif çalışma düşünülemez. Kolektif ve bireysel çalışma, daha baştan örgütün tamamında verilidir; örgüt eylem birliğidir, bu, birden fazla bireyin birlikte çalışması, ortaklaşa iş yapması demektir, bu iş bölümüyle ayrılmış bir örgütler sitemine doğru genişler.
Organ çalışması, kolektif çalışmanın özel bir biçimidir. Her Hareket örgülünde kolektif organ çalışması, bu. Hareket örgütünün Hareket yapısı içerisindeki konumu ve özel olarak saptanmış görevleri tarafından belirlenir, şekillendirilir. Demek ki, ilkin her Hareket örgütünün kendi konum ve görevlerinin bilincine sahip olması ve çalışmalarım bu bakımdan yönlendirmesi gerekir, ikinci olarak da bu, organ üyeleri için de aynen geçerlidir.
Örgütçü önce işe bireysel olarak koyulur, ama bu düşüncede böyledir, pratiğe geçebilmesi organ çalışmasında -örneğin başlangıçta il düzeyinde Hareket çalışmasının örgütlenmesi- örgütlenme planın tüm unsurlarıyla görüşülmesi, örgüt kuruluşunun temel materyali olarak ” bütün, hiç abartmaksızın bütün kadro olanaklarının değerlendirilmesi, örgütsel önceliklerin yakın ve uzak hedeflerin olduğu gibi işbölümünün de kolektif olarak belirlenmesi gerekir. Demek oluyor ki, örgütçü de kolektif çalışma yürütüyor, ama işe “masa başında” ve bireysel olarak başlıyor, organlarda kararlar kolektif olarak kalıba dökülüp işbölümü yapıldıktan sonra çalışma hem bireysel olarak ve hem de değişen organ ilişkileri sisteminde kolektif olarak devam ediyor. Burada durulmalıdır. Örgütçülerimizin ilkelliği ve amatörlüğü “masa başı” çalışmasına, bireysel çalışmanın bu biçimine gerekli önem, özen ve ağırlığı göstermemelerinden başlayıp sürüp gidiyor.
Örgütlenme ve Hareket çalışmalarının doğrudan yönetiminden sorumlu yetkili Hareket örgütlerimizde işlevsellik sorunu var, bu sorun her durumda görevlerine göre düzenlemede, bunun gerektirdiği “masa başı” çalışmasını, bizatihi örgüt çalışmaları, çalışmaların gelişimi ve sorunları, ihtiyaçları, kadro olanakları, deneyler vb. dair gerekli bireysel inceleme çalışmasının olmayışında somutlaşıyor. Dahası öyle görünüyor ki, örgütçü yoldaşlarımız, ellerindeki tüm olanakları kullanarak kendi özgün işlev ve mücadelenin ihtiyaçları bakımından işlevsel bir örgütler sistemi inşa etmek ve devamlı olarak işler tutmak gibi özel bir rol ve yükümlülüklerinin olduğunu kavrayabilmiş değildir.
Dikkat, enerji ve çabalan buraya yoğunlaşmış değil, diz- boyu devrimci işgüzarlık var ve bu hem kendi işlevlerine yönelmelerini önlüyor ve hem de daha alt düzeydeki kadroları örgütsüz işlevsiz bırakıyor. Örgütlerin kendi özel, asli görev ve sorumluluklarına yöneltilmeleri, dikkatlerini ve çabalarını burada yoğunlaştırmaları sağlanmalıdır