Kolektivizm ve Bireysel Çalışma..!

Yazı boyunca “örgütçü” kavramını kullanmamız, örgüt­çünün yalınkılıç gibi bireysel olarak hareket eden bir şövalye olduğu anlamına gelmez. Örgüt çalışması kolektif çalışmadır. Çalışmanın kolektifliği anlatımım bireyler ve organlar düzeyin­de işlevlerin birbirini tamamlayan şekilde bölünmüş olmasında ve organ çalışmalarında bulur. Böylece kolektif irade, organla­rın ve bireylerin çalışmasını düzenler, yönlendirir; ama bireysel çalışmayla tamamlanmayan, beslenmeyen bir kolektif çalışma düşünülemez. Kolektif ve bireysel çalışma, daha baştan örgütün tamamında verilidir; örgüt eylem birliğidir, bu, birden fazla bi­reyin birlikte çalışması, ortaklaşa iş yapması demektir, bu iş bö­lümüyle ayrılmış bir örgütler sitemine doğru genişler.

Organ çalışması, kolektif çalışmanın özel bir biçimidir. Her Hareket örgülünde kolektif organ çalışması, bu. Hareket ör­gütünün Hareket yapısı içerisindeki konumu ve özel olarak sap­tanmış görevleri tarafından belirlenir, şekillendirilir. Demek ki, ilkin her Hareket örgütünün kendi konum ve görevlerinin bilincine sahip olması ve çalışmalarım bu bakımdan yönlendirmesi gerekir, ikinci olarak da bu, organ üyeleri için de aynen geçerlidir.

Örgütçü önce işe bireysel olarak koyulur, ama bu düşün­cede böyledir, pratiğe geçebilmesi organ çalışmasında -örneğin başlangıçta il düzeyinde Hareket çalışmasının örgütlenmesi- ör­gütlenme planın tüm unsurlarıyla görüşülmesi, örgüt kuruluşu­nun temel materyali olarak ” bütün, hiç abartmaksızın bütün kadro olanaklarının değerlendirilmesi, örgütsel önceliklerin yakın ve uzak hedeflerin olduğu gibi işbölümünün de kolektif olarak belirlenmesi gerekir. Demek oluyor ki, örgütçü de kolek­tif çalışma yürütüyor, ama işe “masa başında” ve bireysel olarak başlıyor, organlarda kararlar kolektif olarak kalıba dökülüp iş­bölümü yapıldıktan sonra çalışma hem bireysel olarak ve hem de değişen organ ilişkileri sisteminde kolektif olarak devam ediyor. Burada durulmalıdır. Örgütçülerimizin ilkelliği ve amatör­lüğü “masa başı” çalışmasına, bireysel çalışmanın bu biçimine gerekli önem, özen ve ağırlığı göstermemelerinden başlayıp sürüp gidiyor.

Örgütlenme ve Hareket çalışmalarının doğrudan yönetiminden sorumlu yetkili Hareket örgütlerimizde işlevsellik sorunu var, bu sorun her durumda görevlerine göre düzenleme­de, bunun gerektirdiği “masa başı” çalışmasını, bizatihi örgüt çalışmaları, çalışmaların gelişimi ve sorunları, ihtiyaçları, kadro olanakları, deneyler vb. dair gerekli bireysel inceleme çalışma­sının olmayışında somutlaşıyor. Dahası öyle görünüyor ki, ör­gütçü yoldaşlarımız, ellerindeki tüm olanakları kullanarak kendi özgün işlev ve mücadelenin ihtiyaçları bakımından işlevsel bir örgütler sistemi inşa etmek ve devamlı olarak işler tutmak gibi özel bir rol ve yükümlülüklerinin olduğunu kavrayabilmiş de­ğildir.

Dikkat, enerji ve çabalan buraya yoğunlaşmış değil, diz- boyu devrimci işgüzarlık var ve bu hem kendi işlevlerine yö­nelmelerini önlüyor ve hem de daha alt düzeydeki kadroları örgütsüz işlevsiz bırakıyor. Örgütlerin kendi özel, asli görev ve sorumluluklarına yöneltilmeleri, dikkatlerini ve çabalarını bura­da yoğunlaştırmaları sağlanmalıdır