Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda yzde elliyi aşamayan adaylar 2.tur seçimlerine kaldı. 28 Mayıs’ta gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. turunda seçmenlerin oyunu alabilmek için mülteci düşmanlığını körükleyen Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı tamamıyla mülteci düşmanlığı politikası güden faşist Zafer Partisi ve onun desteklediği ATA ittifakı eski MHP’li faşist kafatasçı Sinan Oğan’ın desteğini alama adına Cumhurbaşkanlığını kazanmak için her yol mubah yaklaşımı pratiğe sürülmeye yönelindi.
Kılıçdaroğlu, “sınır namustur” vb. milliyetçi duygulara hitap ederek “Vatan-millet-sakarya ” demagojisiyle sandığa çağrı yapıyor. Faşist Cumhur İttifakının adayı Erdoğanla göçmen düşmanlığı politikası üzerinde milliyetçi yarış içine giren ve Oğanla uzlaşma için ilkelerden uzak tutum içinde olan Kılıçtaroğlu mülteciliğin esas sorumlusunun emperyalist kapitalist sistem olduğunu gizlemeye çalışıyor. Suriye de iç savaşı kışkırtan ve körükleyen başta ABD emperyalizmi olmak üzere dost olarak görülen batılı emperyalistler ve Erdoğan iktidarı olmuştur. Haliyle mültecii akının sorumlusuda iç savaşı kışkırtan emperyalistler ve uşaklarıdır.
Irak ve Suriye Kürdistanana yönelik sınır ötesi operasyonlara, işgal ve yayılmacılığa her fırsatta onay vereni Kılıçdaroğlu, mülteci sorununu çözümü için TSK’yı başka bir ülkenin topraklarından çekmek yerine iktidar olduğu takdirde mültecileri eve göndereceğini söylüyor. Kılıçdaroğlu’nun mülteci düşmanlığına ırkçı ve arımcılığın bir ifadesidir. Faşizmin tabanı haline getirlmeye çalışılan Z kuşağı denilen ve nerede durduğu belli olmayan, lümpen gençliğin oylarını alabilmek için mülteci düşmanlığına sarılan Kılıçtaroğlunun bu yaklaşımıyla Erdoğan’ın ötekileştiren ırkçı ve ayrımcı politikalarıyla aynı kulvarda buluşmaya yönelmiştir. Bunun çıkmaz sokka olduğu görülerek mülteci düşmanlığından vaz geçilmelidir.
İç savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan, yoksulluk ve ucuz işgücü olarak kullanılan mültecilerin hedef tahtasına oturtulması, açıktan ırkçı ve ötekileştirme tutumudur. AB kapıları açılmalı, ülkede kalmalı, dileyen Surriye yada AB’ye gidebilmelidir. Mültecilerin sını kardeşimiz olduğu unutulmamlıdır. İşçi ve emekçilerin faşizm ve gericiliğin kitle tabanı haline getirilmesine geçit veremeyelim.
Mülteci Düşmanı Faşist Irkçı Politikalara Hayır..!