Orhan Kemal 15 Eylül 1914’te Adana Ceyhan’da doğdu ve 02.06.1970de Sofya da yaşama gözlerini kapadı. Orhan Kemalin gerçek adı Mehmet Raşit Öğütçüydğ. Neki o kendinse Orhan kemal adını koydu ve eserlerini Orhan Kemal adıyla kaleme aldı. Baba Abdülkadir Kemali, hukuk mezunu bir Osmanlı aydını, TBMM 1.dönem milletvekili ( 1920-1923), Atatürk hükümetine muhalifliyle tanınan bir parti kurucusu ve yerel gazete sahibidir. Abdülkadir Kemali Bey, muhalifliğini sürdürmeye devam edince 1931 yılında ülkeden Suriye’ye kaçar. Orhan Kemal, bu zorunlu göç nedeniyle ortaokul son sınıfta öğrenimini bırakmak zorunda kalır. Bir matbaada çalışmaya başlar.1932’de Adana’daki babaannesinin yanına dönen Orhan Kemal, Milli Mensucat Fabrikası’nda katip olarak iş girer. Aynı fabrikada işçi olarak çalışan Nuriye’yle 19 Mayıs 1937’de evlenirler.Orhan Kemal yazarlığa başlangıcını şöyle anlatıyor: “1930’larda hayatı doludizgin yaşıyor, sevilip seviyordum. Ama ne olursa olsun, geceleri, sarhoş bile olsam, felsefe, sosyoloji, edebiyat kitaplarını bol bol okuyor, dünya klasiklerini bu arada daha çok da Maksim Gorki’yi tanıyordum. İçimde yazmaya dair kıpırtılar beni boyuna şiire zorluyordu.”1938’de , kızı Yıldız’ın doğumundan kısa bir süre sonra askerlik yapmak üzere Niğde’ye gider. Nazım Hikmet’in şiirlerini okuduğu ve propaganda yaptığı için beş yıl mahkumiyet alır. Niğde cezaevinde kaldığı süre içinde “Reşat Kemal” ismiyle Yedigün dergisinde şiirleri yayınlanır. Bursa Cezaevine nakil olur, orada tanıştığı Nazım Hikmet’in “siz hikaye, roman yazın!” önerisinden sonra Orhan Kemal, artık düz yazıya geçer.1941 yılında ilk öyküsü olan “Bir Yılbaşı Macerası” Yeni Edebiyat gazetesinde yayınlanır. İlk romanı “Baba Evi” Ocak 1949’da Varlık Yayınlarından çıkar.25 Nisan 1951’de Adana’da çalıştığı yerler işine son vermesi üzerine İstanbul’a gelen Orhan Kemal, “Cemile”, “Çamaşırcının Kızı”, “ Murtaza” kitaplarını yayınlar. 1954’te yazdığı “Bereketli Topraklar Üzerinde” kitabı için şunları söyleyecektir: “ Ben Çukurovalıyım, fabrikalarda çalıştım, ırgatların hayatını iyi bilirim. İşçi sınıfı, köylü benim dayanağım olmuştur. Onların acıları, onların ekmekleri benim ekmeğim, benim acım olmuştur. Köylümün, işçimin, bütün fakir fukaranın amansızca sömürülmesi, soyulması, ezilmesi; insan kişiliğini öldüren, yok eden, insan onurunu ayaklar altına alan, insanın kendini, bedenini ortadan kaldıran çalışması, yaşama koşulları benim dramım olmuştur.”1956 yılında yayınladığı altı kitabından “Arka Sokak” yüzünden mahkemeye çıktığında, hakimin “ Neden hep yoksullardan bahsediyorsun?” sorusuna şu cevabı verir. “ Ben en iyi bildiğimi yazıyorum! Çünkü ben de hâlâ onlardan biriyim.”Orhan Kemal hayat felsefesini şöyle özetliyordu: “Gerçek olan öğrenmektir. Nereden, nasıl öğrenirsen öğren. Nereden , nasıl öğrendiğin , diploman, hatta neler bildiğin de önemli değil. Ne yaptığın önemlidir.”1970 Mayıs ayında eşiyle birlikte bir davet üzerine Bulgaristan’a gider. Asıl amacı babaannesinin soyunun bulunduğu yerleri gezip not almak ve “93’ten Bu Yana” adıyla hikayesini yazmaktır. Ancak bu dileği gerçekleşmez. Sofya’dayken hastaneye kaldırılır, beyinde gerçekleşen kan pıhtılaşması sonucu 02.06.1970’te yaşamını yitirir.5 Haziran 1970’te Şişli Camii’ndeki cenaze sırasında bir işçinin cenaze arabasına uzattığı elindeki çiçek demeti üzerinde şöyle yazmaktadır; “ Biz işçiler, hatıran önünde saygıyla eğiliyoruz.”Orhan Kemal’in vefat edişinden yıllar sonra onun günlüklerini inceleyen oğlu Işık Öğütçü, O’nun son günlüğünün son satırında şunları okuyacaktır. “ Bu gezi de böylece burada bitmiş…” Ölümüm 55. yılında yaşamını emekçilerin sorunlarını dillendirerek Onları aydınlatmaya adayan Orhan Kemal saygıyla anıyoruz.