Gökhan Yıldırım’ın ailesinden acil çağrı: Evlatlarımız ölmesin!

Yaşadığı mahallede yaşanan kanunsuz işlere karşı çıktığı için tutuklanan ve 46 yıl hapis cezası alan ve geçtiğimiz günlerde bu cezası Yargıtay tarafından onaylanan Gökhan Yıldırım, adil yargılanma ve çeşitli taleplerle başlattığı ölüm orucunun 179. gününe girdi. Yine benzer taleplerle ölüm orucu eylemi yapan öğretmen Sibel Balaç ise, bugün ölüm orucunun 185. Gününde.
Yaşadığı mahallede yaşanan kanunsuz işlere karşı çıktığı için tutuklanan ve 46 yıl hapis cezası alan ve geçtiğimiz günlerde bu cezası Yargıtay tarafından onaylanan Gökhan Yıldırım, adil yargılanma ve çeşitli taleplerle başlattığı ölüm orucunun 179. gününe girdi. Yine benzer taleplerle ölüm orucu eylemi yapan öğretmen Sibel Balaç ise, bugün ölüm orucunun 185. Gününde.
Gökhan Yıldırım’ın neden tutuklandığı, taleplerinin ne olduğu ve son gelinen aşamayı ağabeyi Erkan Yıldırım, gazetemize anlattı.
“Gökhan Yıldırım, 19 Eylül 2016 tarihinde gözaltına alındı, 14 günlük gözaltı işlemi sonrası ise 3 Ekim 2016 tarihinde haksız suçlamalarla tutuklandı.
Söz konusu soruşturma kapsamında 36 kişi gözaltına alınmış ve farklı tarihlerde 28 kişi tutuklanmıştır. Hazırlanan iddianame kapsamında Gökhan Yıldırım ve diğer sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile yüzlerce yıla yakın ceza istenmiştir. Yapılan mahkemeler sonucu, 9 Kasım 2018 tarihinde hüküm açıklanmıştır. Mahkeme aşamasında pek çok müşteki ve tanık beyanlarında çelişkiye düşmesi nedeniyle birçok sanık delil yetersizliği nedeniyle tüm suçlardan beraat etmiştir.
Gökhan Yıldırım hakkında ise toplamda 46 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir. Gökhan Yıldırım’a verilen ceza sadece müşteki anlatımlarına dayanılarak verilmiştir. İstinaf aşamasında yapılan incelemede 5 yılın altında verilen hapis cezaları onanmıştır.
Kardeşime yöneltilen suçmaların çoğu ise, Gazi halkının uyuşturucu satıcılarına karşı gerçekleştirdiği eylemlerdir. Gökhan söz konusu eylemlere katıldığını duruşmalar boyunca kabul etmemiş, ancak siyasi görüşünden dolayı uyuşturucuya karşı mücadele ettiğini ve bu nedenle söz konusu yargılamanın yapıldığını belirtmiştir.
Esasen söz konusu yargılama, iddia edildiği gibi bir “örgüt yargılaması” olmamış ve uyuşturucu satıcıları ile çocuk tacizcilerinin beyanlarına dayanılan bir yargı oyununa dönüşmüştür. Bu yargılama neticesinde uyuşturucu satıcılarına karşı olan insanlar ve Gökhan cezalandırılmış ve uyuşturucu satıcıları adeta koruma altına alınmıştır.
Gökhan Yıldırım’ın yaşadığı hukuki süreç kısaca bu şekilde olup; açlık grevi eylemine başlama nedenlerinden birisi söz konusu yargılamada yaşanan hukuksuzluklardır. Ayrıca uyuşturucu satıcılarının kısa hapis cezaları ile çıktığı bir yargı sisteminde; uyuşturucu satıcılarının müşteki olarak ifadelerinin alındığı bir yargılamada kardeşimin 46 yıl ceza alması da açlık grevine başlamasında en büyük nedenlerinden birini oluşturmaktadır.”
24 Aralık 2021 tarihinde süresiz açlık grevine başlayan, 22 Ocak 2022 tarihinde ölüm orucuna başladığını açıklayan Gökhan YIldırım’ın talepleri ise şu şekilde;
“- Gizli tanık ile verilen cezalar iptal edilmelidir.
-Yozlaştırmaya karşı mücadele edenlere verilen cezalar iptal edilmelidir.
-Tarafıma bu sebeple verilen 46 yıllık ceza iptal edilmelidir.
-Halkımızın hak, özgürlükler ve adalet mücadelesi engellenmemelidir.
-Hasta tutsaklar serbest bırakılmalıdır.
-Ağırlaştırılmış infaz yasası tutsaklar lehine değiştirilmelidir.
-Tutsaklar üzerindeki baskılara, yasaklara son verilmelidir.”
– Devrimciler değil uyuşturucu satıcıları, mafyalar, baronlar yargılanmalıdır.”
Kardeşinin taleplerini sıralayan Erkan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti; “Şu an kardeşim gibi Sibel Balaç isminde bir başka tutsak da ölüm orucundadır. Öğretmen Sibel Balaç 3 yılı aşkın bir süredir Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde tutuklu bulunmaktadır. Sibel Öğretmen 19 Aralık 2021 tarihinde ölüm orucuna başladığını duyurmuştur. 15 Haziran 2022 itibariyle direnişinin 179. günündedir. 28/05/2022 tarihinde ailesi ile yaptığı görüşte 32 kilo kaybettiğini bildirmiştir.
İki evladımız 175 günü aşkın süredir direnişlerine devam etmektedir. Yukarıda izah edildiği üzere talepleri iki başlık altında değerlendirilebilir; adil yargılanma hakkı ve hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine son verilmesi. 175 günü aşan bu sürece rağmen Adalet Bakanlığı’ndan en basit taleplerine ilişkin bile bir yanıt alamamışlardır. Adalet Bakanlığı hapishanelere ilişkin olan ve rahatlıkla çözebileceği konularda dahi adım atmamıştır.”
Basına ve kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaparak sözlerini bitiren Erkan Yıldırım, Adalet Bakanlığı’nı ve yetkili kurumları da bu taleplerin karşılanması için adım atmaya çağırdı.