Fransada ittifak sonucu sandıkta 1.parti eni Halk Cephesi ÇIKTI..!

Fransa geçtiğimiz hafta ülkenin tarihinde Le Penin önderliğindeki faşist partinin ilk seçim zaferinin kıyısına gelmişken bir hafta içinde sosyal-demokratlar, liberaller ve salon sosyalistlerini oluşturduğu Fransa’da genel seçimlerin ikinci turunda sYeni Halk Cephesi birinci parti konumuna geçerken,faşist parti üçüncü sıraya düştü. önerisinde birleşince faşist partinin önü alınmış oldu. .
Kamuoyu araştırma kurumları Fransa genelinde bu hafta faşist Ulusal Birlik’in (RN) zaferinin önünü kesmek üzere yüzlerce adayın seçimden en öndeki RN karşıtı aday lehine çekilmesinin ardından Ulusal Birlik’in mutlak çoğunluğu kazanma olasılığının zayıfladığını gösterse de, hiçbiri solun önde çıkmasının mümkün olabileceğini öngörmemişti.
İlk sonuçlar: Yeni Halk Cephesi birinci parti yaptı
Kamuoyu araştırma kurumu IFOP’un diğer kurluşlarca da yinelenen ilk tahminlerine göre, sol ittifak, Yeni Halk Cephesi’nin Fransa’nın 577 sandalyeli Ulusal Meclisinde 180 ila 215 arasında milletvekiliği kazanması bekleniyor. Bu, yeni mecliste aşırı sağ Ulusal Birlik ve müttefiklerinin 120-150 milletvekiliğine gerilerken, Macron’un liberallerinin 150-180 sandalyeyle Le Pen’in önüne geçeceğini gösteriyor.
Bu sonuçlar son birkaç gün içinde gerçekleşen eşi görülmemiş manevralarla Macron’un ekibiyle soldaki partilerin liderlerinin, aşırı sağı engellemek için ülke çapında yürütülen çabalarla güçlerini bir araya getirmeleri sayesinde sağlandı. Fransa siyasetinin solunda ve merkezinde yer alan yüzlerce aday, Le Pen karşıtı oyların bölünmesini önlemek için seçimden çekildi.
Kesin sonuçların belirlenmesinin ardından gündeme Fransa başbakanlığını kimin üsteleneceği gelecek. Anayasa, Macron’un bunun için en büyük gruptan bir milletvekilini görevi üstlenmek üzere davet etmesini zorunlu kılıyor. Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamaya göre, Macron “gerekli kararları” almadan önce sonuçları değerlendirecek.
“Yurttaşlık ruhundaki harika sıçrayış”
İlk sandalye dağılımı öngörülerinin açıklanmasının hemen ardından coşkulu seçmenlerinin karşsına çıkan Jean-Luc Mélenchon, “[Biz] yurttaşlık ruhundaki harika sıçrayışla herkesin imkansız olduğunu söylediği bir sonucu elde ettik… İnsanlar en kötüsünün olmaması için çaba gösterdi.” dedi.
Faşizme geçit yok
Seçimin ikinci ve son turuna ilişkin sandalye dağılımı tahminleri henüz ilk sonuçlara dayandığından gece yarısına doğru oy sayımının resmi sonuçları açıklandığında bu sıralamalarda değişiklikler olması ihtimal dışı değil.
30 Haziran’daki birinci tur sonrasında Le Pen’in partisi tarihinin en iyi seçim sonucuna gidiyor görünüyordu. İlk tahminlere göre, bu sonuçlarla hiçbir parti kendi başına mutlak çoğunluğu sağlayamayacak ancak, Fransa da faşizme geçit vermeyecek. Devrimci Mücadeleyi Geliştirmede Engel Tanımaz ve İnisiyatifli Kadrolar Yetiştirmeliyiz.!
Komünist bir örgüt sürekli olarak yenileştirenlerin ve kendisini sistemli olarak yenilikçilerin örgütü olmalıdır. Haliyle m örgütlü yaşamda cereyan eden süreçleri izlemek, değerlendirmek, yeni olanı kavramaya çalışmak, yeni sorunlara çözümler aramak ve bulmak, eski olanı atmak temel özelliklerimiz olmalıdır. Yeniyi hissetmek, yeniyi kavramak komünist bir kadronun temel özelliğidir ve yeni olanı kavramanın ifadesi de engel tanımaz inisiyatiftir.
Kadro, örgüt- disiplininin, ilkelerinin inisiyatif özgürlüğü olduğunu kavramalıdır. Örneklersek; yönetimde merkeziyetçilik Leninist partinin bağlayıcı öneme haiz bir ilkesidir. Bu ilkeye uymak, üst organların kararlarını olduğu gibi hayata geçirmek demektir. Ama merkeziyetçilik, yerel örgütlerde, yerel faaliyette inisiyatifi asla ve asla köreltmez, tam tersine geliştirir. Sormak gerekir, inisiyatif ve görüş geliştiremeyen bir yerel örgüt, merkezin kararlarını pratiğe nasıl geçirecek?
Lenin’in ve Stalin’in öğrettikleri gibi, yerel örgütler, yerel mücadele içinde olan kadrolar, mücadeleyi ilerletebilmek için inisiyatifli olmak zorundadırlar. Şu unutulmamalıdır: genel politik çizgide bütünlük, yerel alandaki münferitliği, yerele olan özgünlüğü ve bu doğrultuda mücadeleyi geliştirir. Çünkü genel politik çizginin bütünlüğü yerel alandaki çeşitliliğe dayanmaktadır.
Yerel parti örgütleri her zaman ve her koşul altında üst organlardan direktif beklemek zorunda kalmamalıdırlar. Tersine yerel mücadelenin sorunları temelinde inisiyatifli hareket etmelidirler. Yerel örgütler ve yerel mücadele içinde olan kadrolar şöyle hareket edemezler; merkezden direktif gelmediği için, şu işi yapmıyoruz Böyle bir anlayışın merkeziyetçilikle, devrimcilikle hiçbir ilgisi olamaz.
Diğer taraftan inisiyatif geliştirmek, merkezi direktifleri özümlemek anlamına gelir. Bu özümleme, mekanik değil yaratıcı bir özümlemedir. Böyle bir direktifi yaratıcı bir şekilde özümlemek, onu yerel alanda pratiğe geçirmeyi kavramak anlamına gelir.

 Örgütlü yaşam hem çok yönlü ve hem de karmaşıktır ve bundan dolayı bir direktifin pratiğe geçirilişi, koşulların değişimiyle değişik metotları, inisiyatifle yaratıcılığı kaçınılmaz kılar. Direktif aynı olmasına rağmen koşullar değiştiği için uygulama yeni sorunları, yeni çözümleri gündeme getirebilir. Komünist bir kadro bu durumu göz önünde tutmak zorundadır. O, somut durumun tahlilinden hareketle çözüm yolları aramalıdır ve bulmalıdır. Bunun adı, inisiyatifli olmak demektir.
Kadroların inisiyatif ve görevini sonuçlandırma ruhuyla eğitimi onların kişisel sorumluluk duygusunu geliştirir. Her bir örgüt-parti yöneticisinin, her bir kadronun ve örgüt işçisinin hangi görevden, hangi işten sorumlu olduğunu bilmesi onların faaliyette inisiyatiflerini geliştirir, sorumluluğu başkalarında arayan veya sorumluluğu başkalarının sırtına yıkan görevde iddiasız ve korkaktır. Böyle birisi bağımsız, cesaretli inisiyatif geliştiremez ve ortak davayı ilerletemez.
Bağımsız ve cesaretli inisiyatif geliştirmek örgüt çizgisine karşı gelmek, kendini beğenmiş, kibirli olmak anlamına gelmez. Kendini beğenmişlik, kibirlilik yapılandan, elde edilenden memnun olmaya/yetinmeye, sorumsuzluğa ve uyanık davranmamaya götürür.
Komünist kadro, kitlelerin yaratıcı inisiyatifini görmeli ve geliştirmelidir, mücadeleyi bu inisiyatif üzerinde yükseltmelidir. Böyle hareket eden bir kadro hem kitlelerle kolayca kaynaşır ve hem de mücadeleyi tabana mal eder.
Memnuniyetin olduğu, alınan sonucun mükemmel bulunduğu ve “dahası da olmazdı” anlayışının hakim olduğu yerde inisiyatif gelişmez. İnisiyatif, elde edilen sonuç ne denli devasa olursa olsun, bununla yetinmemenin, daha ileri gitme anlayışının ve bu anlamda da pozitif memnuniyetsizliğin olduğu yerde gelişir.
Nasıl ki, örgüt-parti üyesi olabilmek için örgüt-parti programı ve tüzüğünün kabulü, örgüt-parti örgütlerinden birisi de görev alma ve aidatını düzenli ödeme ön koşul ise, üyeliğin “olmazsa olmaz” kuralıysa, bir Bolşevik kadronun da tuttuğu işi sonuçlandırması o denli bir kuraldır, Bolşevik kadro olmanın ön koşuludur. İnisiyatif pratik örgütsel faaliyet ile ayrılmaz bağ içindedir. Bir inisiyatifi, öneriyi şiddetle savunan, ama yaşam bulması için örgütsel faaliyete yanaşmayan bir yönetici/kadro düşünebilir miyiz?
Komünist anlamda düşünemeyiz. Komünist kadro/yönetici böyle olamaz. Ama gösteri anlamında düşünebiliriz. Bazıları, şov için “inisiyatifli olabilirler, gürültü, patırtı yapabilirler, bir dizi öneride bulunabilirler. Ama sıra pratik faaliyete gelince ortadan yok olurlar. Bu türden unsurların; gevezelerin “inisiyatifiyle, gerçek inisiyatifli oluşu, inisiyatif geliştirmeyi birbirine karıştırmamalıyız.
Bu özelliklerin ötesinde örgüt yöneticisi/kadro, objektif olma, soruna fiili müdahale etme yeteneğine sahip olma ve insanlara karşı anlayışlı davranma özelliklerini de taşımalıdır.