Ermeni Soykırımı 110.Yaşında Hala kanamaya Devam Ediyor .!

Tarihi katliamlarla dolu olan Osmanlı ve devamcısı TC devleti, halklara karşı işlemiş olduğu suçları gizlemek için gerçeklerin üzerini kapatmaktan geri kalmıyor. Tarihte en büyük katliamı Osmanlı İmparatorluğu Ermenileri katlederek yapmıştır.
Neki T.C. devleti Osmanlının Ermeni katliamını gizleyerek ve hatta savunarak İttihat ve terakki iktidarının devamcısı olduklarını ortaya koymuşlardır. CHP’den MHP’ye, AKP’den Vatan Partisine hemen bütün burjuva düzen partilerinin Ermeni soykırımının savunucusu olmaları aslında Osmanlıyı nasıl savunduklarını ve katliamlara kıskançlık içinde sahip çıktıklarını gösteriyor.
1915’de başlayıp 1922’ye kadar süren Ermeni Soykırımı gerçeği T.C. devletince kabul edilmeyerek adeta Osmanlı İmparatorluğunun devamcısı olduklarını sıklıkla dile getirmekten geri durmuyorlar. Ne zaman ki Ermeni soykırımıyla yüzleşmek gündeme gelse, TC devleti suçlu yüzünü gizlemek için, saldırgan bir tutum almaktan ve “Ermeni soykırımı denen bir şey yoktur, atalarımız soykırımcı değil, tarihimizde soykırım yoktur” vb. afaki değerlendirmelerle, Ermeni katliamı gizlenmeye hatta “Ermeniler Türkleri kırımdan geçirdiler” değerlendirmeleriyle tarihi olguları tersine çevirmekten geri durmadılar, durmuyorlar.
Hemen her yıl dönümünde Ermeni soykırımını dillendirenlere yönelik, hain değerlendirmelerinin alıp başını gittiğini biliyoruz. T.C. devleti Ermeni Soykırımı gerçeğini görmezden gelerek, tarih çarpıtıcılığına devam ediyor. Peki bugüne kadar T.C. devleti ve burjuva düzen partilerinin Ermeni Soykırımını gizleme, görmezden gelme, tarih çarpıtıcılığı yapma çabaları, yaşanmış ve tarihe Ermeni Soykırımı olarak düşmüş olan 1915-22 Ermeni soykırımı gerçeği gizlemeye yetti mi? Elbette hayır. Gerçekleri bir kez daha resmi devlet tarihi yaklaşımlarından uzaklaşarak objektif bir bakış açısıyla tarih sayfalarına bakmak gerekiyor. Bir noktanın da altını özenle çizmek gerekir. Ermeni halkının mücadelesinde dayanak noktası hep “Büyük Güçler” diye tabir edilen İngiltere, Rusya, Fransa gibi emperyalist devletler olmuştur. İmparatorluklardaki diğer ulusal kurtuluş mücadelelerinden ve onların başarısından etkilenen Ermeniler demografik ve coğrafi koşulların da getirdiği olumsuzluklar dolayısıyla mücadele de hep bu devletlere yaslanmış, onların Osmanlı Devleti üzerindeki diplomatik baskılarına umut bağlamıştır. Bir aşamadan sonra kendi örgütlülüklerinin inisiyatif aldığı görülse de, 1914 Reform Anlaşması’nda görüldüğü gibi haklarını emperyalist devletlerle kurdukları ilişkilerle elde etme anlayışını terk etmemişlerdir.
Oysa tarih, neredeyse tüm Avrupalı güçlerin destroyerlerinin gölgesinde yaşanan 1909 Adana katliamında olduğu gibi, emperyalist devletlerin salt demokrasi sevdasıyla, kendi çıkarlarından fazla tutan bedellere yanaşmayacağını gösteren örneklerle doludur.
Nitekim “tehcir”in başlamasından sonra, birlikte Osmanlı Devleti’ne karşı, katliamların sorumlularının yargılanacağına dair ortak bir deklarasyon yayınlayan bu güçler, yargılama zamanı geldiğinde çıkarlarının gerektirdiği stratejik manevralar gereği, bu vaatlerini unutmakta hiç bir sakınca görmemiş, katliamdaki sorumlulukları kuşku götürmez olmasına rağmen Malta esirlerini, kendi esirleri karşılığında iade etmişlerdir.
Tüm veriler 24 Nisan 1915’de başlayıp 1922’lere dek devam eden süreçte Ermeni ulusuna yönelik İttihat ve Terakki ve Onların devamcıların soykırımı ve bir halkı yok etme politikası devam etmiş ve buradan Türk ulusun yaratılması ve TC devletinin oluşumu çıkmıştır. Dün olduğu gibi bugünde Osmanlının ve İttihat ve terakkinin torunları inkar ve imha politikalarına ; tek ulus, tek bayrak, tek dil, tek vatan, tek din vb. politikalarıyla yollarına devam etmektedirler .
O çok demokrat geçinen ve milliyetçiliğin her türünün ayakları altına aldığını söyleyen başbakan Erdoğan ve tayfası, Tarihimizde olumsuz ve soykırım denen bir şey yoktur. İslam dininde katliam ve soykırım olmaz” yalanıyla, ermin soykırımdan Kürt, Alevi ve devrimci-sosyalist kırımına yönelik, 1 Mayıs katliamında 16 Marta, Erzincan’a, Sivas’a, Çorum’a, Malatya’ya, Maraş’a, Fatsa’ya, Gazi’ye, Sura, Suruça, Ankaraya, Cizreye vb. uzanan katliamlar tarihi gizlenmeye ve Osmanlı ve onun devamcısı TC devleti temize çıkarılmaya çalışıyor. Ne AKP-faşist dincilerin, ne faşist çete merkezi MHP ve nede -CHP-VP vb. bilumum gericilerin tarihi katliamlarla yüklü olan Osmanlı ve devamcısı T.C. devletinin katliamcı tarihini gizleyemezler ve yalan üzerine kurulan kilden tarihin yerle bir olmasını engelleyemezler. Ermeni katliamını 110.yılında birkez daha lanetlerken, T.C devleti yetkililerini soykırımdan dolay Ermeni halkından özür dilemeye ve isteyen Ermeni emekçilerinin topraklarına geri dönmesini olanak tanınması ve yurttaşlık hakkının tanınması, zarara uğrayan bütün insanların zararının tazmin edilmesi ve ermeni soykırımının gerçekleştirilmesini öncülük rolü oynamış soykırımcıların adlarının okullarda, caddelerde ve sokaklarda silinmesine çağırıyoruz.