Komünist örgüt, aynı düşüncede olanların; komünistlerin gönüllü olarak oluşturdukları bir mücadele birliğidir. Bu birlik işçi sınıfının, emekçi köylülüğün ve emekçi aydınların ileri, mücadeleci unsurlarını birleştirir.Komünist örgüt, hiçbir koşul altında, saflarında pasif, kayıtsız, parti kararlarının gerçekleştirilmesi için mücadeleye aktif olarak katılmayan üyeye tahammül edemez. Böylesi unsurların parti üyesi olması durumunda bu, partinin önemli bir hatasının ifadesi olur. Pasif unsur her şeyi oluruna bırakır. Onda mücadele ateşi, sınıfın davasını bir adım ileriye götürme duygusu yoktur. O, bir savaşçının, bir komünistin özelliklerine sahip değildir. Gerçek komünist ise kelimenin tam anlamıyla, mücadele insanıdır. Bir komünist insan için partinin çıkarları, onun yaşamının tamamını oluşturur. Gerçek komünist için partinin çıkarları parti kararlarının uygulanması anlamına da gelir. Parti kararlarının uygulanması için mücadele, gerçek komünist açısından en önemli görev, en yüksek ve kutsal parti yükümlülüğüdür.Herşeyden öncesi Bolşevizmin tarihi, Lenin ve Stalin’in bir çok yazısı, Bolşevikleşmiş kadro sorunun ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Lenin ve de Stalin biz şunu öğretiyorlar; tarihte hiçbir sınıf, hareketini örgütleme ve yönlendirme yeteneğine sahip olan önderlerini yetiştirmeden hakimiyetini kuramaz.Lenin ve Stalin, kadroyu, kadroları, örgütün-partinin en değerli hazinesi olarak görmüşlerdir. Onlar, kadroları, partinin belirleyici, nihai sonuç alıcı güçleri olarak değerlendirmişlerdir. Onlar, partinin politikasının, partinin örgütsel önderliğinin kadrolar tarafından gerçekleştirildiğini çok iyi biliyorlardı.”Doğru politik çizgi hazırlandıktan ve pratikte denendikten sonra parti kadroları, parti önderliğinin belirleyici gücü olur. Doğru siyasi bir çizgiye sahip olmak tabii ki öncelikle ve en önemli olandır. Ama bu yeterli değildir. Doğru siyasi bir çizgi, açıklamak için değil, pratiğe geçirmek için zorunludur. Ama doğru siyasi çizgiyi pratiğe geçirmek için kadroya ihtiyaç vardır, partinin siyasi çizgisini anlayan, bu çizgiyi kendi çizgisi olarak kabul eden, onu pratiğe geçirmeye hazır olan, onu pratikte gerçekleştirmeyi kavrayan, bu çizginin sorumluluğunu taşıma, onu savunma, mücadelesini verme yeteneğine sahip olan insanlara ihtiyaç vardır. Aksi taktirde doğru siyasi çizginin kağıt üzerinde kalma tehlikesine maruz kalınır.” (Stalin. Kadrolar Üzerine).Lenin ve Stalin’in birçok yazısında örgüt-parti yöneticilerinin, kadroların hangi özelliklere sahip olmaları gerektiği belirtilir. Bu özelliklerden bazılarını özetlemekte yarar var.Her Şeyden Önce Bolşevik Kadro İlkeli Olmak;Devrimci mücadele de ilkeli politika yegane ve tek doğru doğru politikadır. Lenin ve Stalin bizlere ilklerde asla taviz vermememe ve oynamamayı öğretiyorlar. Tutarsızlığın, ilkesizliğin en ufak bir görüntüsü dahi yenilgiye götürür. Haliyle Bolşevik bir kadro ilkeli olmak, örgütün-partinin ilkelerinden, politikasından ideolojisinden en ufak bir sapmaya karşı uzlaşmaz tavır içinde olmak anlamına gelir. Örgüt-parti görevlileri, kadrolar koşulsuz bir şekilde ve en ufak sorunlarda dahi örgüt-parti çizgisine ve ilkelerine göre hareket etmek zorundadırlar.Bolşevik kadro ilkeli oluş, derin ideolojik -politik donanıma, Marksizm-Leninizmin doğruluğuna olan şaşmaz inanca dayanır. Bu özelliklere sahip olmayan kişi, Bolşevik kadro ilkeli olamaz. Sadece ilkeli insan, kadro, devrim davasına örgütün-partinin bakış açısından yaklaşabilir.İlkeli olmak, eleştirilmekten hangi konumda olurlarsa olsunlar başkalarını cesaretlice eleştirmekten korkmamak anlamına da gelir. Eleştiri ve özeleştiriye olan tavır, bir Bolşevik kadronun nedenli ilkeli olup olmadığını ele verir.Açık Sözlü ve Dürüst Olmak:Açık sözlü ve dürüst olmak, Lenin ve Stalin’in tanımladıkları Bolşevik tipten bir yöneticinin karakteristik özelliklerindendir. Stalin, Lenin gibi açık ve dürüst olunmasını öğretir ve o bundan şunu anlar; bütün gerçeği örgüt- parti önünde, Lenin gibi tam bir çıplaklık ve dürüstlükle açıklanmalıdır ve her Bolşevik böyle olmakla yükümlüdür.Pratik faaliyet, ne denli açık ve dürüst olunduğunu açığa çıkartır. Her bir komünist, hangi görevi yerine getiriyorsa getirsin, hangi sorumluluğu taşıyorsa taşısın kendi faaliyetine de eleştirel yaklaşmak ve gerçeği bütün yönleriyle çekinmeden dile getirmek zorundadır.Buradan olarak kadroların dürüstlük ve açıklık ruhuyla eğitilmeleri gerekir. Bu ne anlama geliyor diye sorabiliriz. Bunun anlamı şudur, kadrolar, kendi hataları ve eksiklikleriyle de eğitilmelidirler.Bu konuda Stalin şöyle diyor:”Bolşeviklerin görevi, hatalarını gizlememektir, hatalarına ilişkin sorudan sıyrılmaya çalışmamaktır… Bilakis açıkça, dürüstçe hatalarını kabul etmeleridir, açıkça ve dürüstçe bu hataları düzeltmenin yolunu göstermeleridir, açıkça ve dürüstçe hatalarını düzeltmeleridir.” (Stalin. Kadrolar Üzerine.)Hata kabul etmemek veya hatayı kabul etmekten kaçınmak, bir kadronun otoritesine zarar verir. Yanlış olanı kabul etmek ve kendini düzeltmek ise kadronun otoritesini, saygınlığını artırır.Açık ve dürüst olmanın kıstası, sarf edilen sözler değildir. Bunun kıstası, yapılan iştir, pratiktir, söylenene sözlerin arkasında durmaktır. Lenin’in dediği gibi politikada açıklık ve dürüstlük “söz ve pratiğin uyumluluğuyla” bağlıdır ve emekçiler için güven unsuruudur.Hata ve Yetmezlikler Karşı Uzlaşmaz Tavır:Komünist örgüt yada partisi, elde edilmiş olanla, kazanılmış mevzilerle asla yetinemez. O, devrim yapma iddiasındadır ve hliyle sürekli olarak ilerlemek zorundadır. Ama her ilerleme, birtakım -potansiyel de olsa- hata ,eksiklikleri ve yetmezlikleri de beraberinde getirir. Bu, kaçınılmazdır. Burada önemli olan, hata ve eksikliklerimize karşı nasıl bir tavır aldığımızdır. Lenin, mücadele eden bir örgüt-parti için, kendi eksikliğini acımasızca açığa çıkartmanın zorunlu olduğunu öğretir. Örgüt-parti için geçerli olan, kadrolar için de geçerlidir.Yapılanla, elde edilenle yetinmek, kibirli olmak, başarıdan başarıya koştuğunu sağıra duyurup, köre göstermek Bolşevik kadrolara tamamen yabancı olan şeylerdir.Bolşevik kadro, eksikliklere ve yetmezliklerine karşı asla hoşgörülü olamaz, başarılarından veya başarıdan dolayı başı dönmez. Bundan dolayıdır ki, Bolşevik kadro, hatayı, eksikliği daha oluşum aşamasında görür ve giderilmesi için mücadele eder.Bir yöneticinin eksiklikleri gizlemesi asla ve asla affedilecek bir olay değildir. Bolşevik kadro, sadece eksiklikleri, hataları gören değil, aynı zamanda onların nedenlerini ve ortadan kaldırılma yollarını da gösteren kadrodur. Bu anlamda zorluklar karşısında duran, gerileyen, sorumluluğu başkalarında arayan bir yönetici, Bolşevik bir kadro olamaz.Eksikliklere ve yetmezliklere karşı uzlaşmaz tavır ifadesini eleştiri ve özeleştiride bulur. Eksikliği açığa çıkartmak, eleştiri ve analiz demektir ve bu aynı zamanda eksikliğe; hataya neden olanlar açısından da özeleştiri demektir. Bunun içindir ki, eleştiri ve özeleştiri komünist örgüt-partide eksiklikleri ve hataları aşmada ve ilerlemede temel öneme haiz bir araçtır.Devrimci Çalışmada İddialı Ve Cesaretli Olmak:Hatalara ve eksikliklere karşı uzlaşmaz tavır içinde olmak, faaliyette iddialı ve cesaretli olmak anlamına gelir. Hiçbir neden, görülen hata ve eksikliklerin ortadan kaldırılmasını engelleyemez, engellememeli. Gerçekten iddialı ve cesaretli olan kadro, örgüte-partiye ve devrim davasına zarar veren en ufak, en önemsiz bir gelişmeye göz yumamaz. Bu konuda Stalin, konumu ne olursa olsun, hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamasını öğretiyor. İddialı ve cesaretli olmak aynı zamanda yeni görevlere, kapsamlı görevlere talip olmak demektir. Bunun, idarecilikle, kariyerizmle hiçbir ilgisi yoktur. İddialı ve cesaretli olmak davaya inancın, örgütte-partiye inancın, ahlaki üstünlüğün, gerçekleri bütün çıplaklığıyla görmenin ve bunu bilerek yeni görevlere talip olmanın bir ifadesidir. Bunun içindir ki, iddialı ve cesaretli olmayan veya böyle yetiştirilmeyen bir kadro yaratıcı olamaz.Ön Görülü Olma ve Bütünü Kavrama Yeteneği:Stalin şöyle diyor:”Direksiyonda oturmak, etrafa bakmak ve herhangi kötü bir durumla karşılaşana kadar hiçbir şey görmemek. Bu, henüz önderlik edilmiyor demektir. Bolşevizm’in önderlikten anladığı başkadır. Önderlik etmek için, önceden görmek gerekir.” Stalin Özeleştiri Üzerin )Demek oluyor ki, Bolşevik önderlik, ileriyi görme yeteneğini ön koşul kılıyor. Ne kadar ayrıntı içinde olursak olalım, pratiğe ne kadar dalmış olursak olalım, hiçbir zaman faaliyetin bütünü üzerine düşünmekten geri kalmamalıyız, faaliyetin/mücadelenin bütününü gözden kaçırmamalıyız. Aksi durumda bu, ağaçtan ormanı görememek demektir. Mücadelenin ayrıntısı ve günlük faaliyet, mücadelenin bütünü üzerine düşüncelerimizi, bütüne ilişkin perspektifi karartmamalıdır. Aksi taktirde hatalara ve başarısızlıklara kapıları açmış oluruz. Ayrıntıyı, kendi faaliyetimizi, bütünün yerine koymuş oluruz. Öyleyse faaliyetimiz bütünden ve geleceğin sorunlarından kopuk olarak ele alınamaz.Engel Tanımaz ve İnisiyatifli Olma:Bolşevik parti gibi komünist çrgüt-parti yenileştirenlerin yenilikçilerin partisi olmalıdır. Yaşamda cereyan eden süreçleri izlemek, değerlendirmek, yeni olanı kavramaya çalışmak, yeni sorunlara çözümler aramak ve bulmak, eski olanı atmak temel özelliklerimiz olmalıdır. Yeniyi hissetmek, yeniyi kavramak Bolşevik bir kadronun temel özelliğidir ve yeni olanı kavramanın ifadesi de Bolşevik engel tanımaz inisiyatiftir.Kadro, örgüt- parti disiplininin, ilkelerinin inisiyatif özgürlüğü olduğunu kavramalıdır. Örneklersek; yönetimde merkeziyetçilik Leninist partinin bağlayıcı öneme haiz bir ilkesidir. Bu ilkeye uymak, üst organların kararlarını olduğu gibi hayata geçirmek demektir. Ama merkeziyetçilik, yerel örgütlerde, yerel faaliyette inisiyatifi asla ve asla köreltmez, tam tersine geliştirir. Sormak gerekir, inisiyatif ve görüş geliştiremeyen bir yerel örgüt, merkezin kararlarını pratiğe nasıl geçirecek?Lenin’in ve Stalin’in öğrettikleri gibi, yerel örgütler, yerel mücadele içinde olan kadrolar, mücadeleyi ilerletebilmek için inisiyatifli olmak zorundadırlar. Şu unutulmamalıdır: genel politik çizgide bütünlük, yerel alandaki münferitliği, yerele olan özgünlüğü ve bu doğrultuda mücadeleyi geliştirir. Çünkü genel politik çizginin bütünlüğü yerel alandaki çeşitliliğe dayanmaktadır.Yerel parti örgütleri her zaman ve her koşul altında üst organlardan direktif beklemek zorunda kalmamalıdırlar. Tersine yerel mücadelenin sorunları temelinde inisiyatifli hareket etmelidirler. Yerel örgütler ve yerel mücadele içinde olan kadrolar şöyle hareket edemezler; merkezden direktif gelmediği için, şu işi yapmıyoruz Böyle bir anlayışın merkeziyetçilikle, devrimcilikle hiçbir ilgisi olamaz.Diğer taraftan inisiyatif geliştirmek merkezi direktifleri özümlemek anlamına gelir. Bu özümleme, mekanik değil yaratıcı bir özümlemedir. Böyle bir direktifi yaratıcı bir şekilde özümlemek, onu yerel alanda pratiğe geçirmeyi kavramak anlamına gelir. Yaşam hem çok yönlü ve hem de karmaşıktır ve bundan dolayı bir direktifin pratiğe geçirilişi, koşulların değişimiyle değişik metotları, inisiyatifle yaratıcılığı kaçınılmaz kılar. Direktif aynı olmasına rağmen koşullar değiştiği için uygulama yeni sorunları, yeni çözümleri gündeme getirebilir. Bolşevik bir kadro bu durumu göz önünde tutmak zorundadır. O, somut durumun tahlilinden hareketle çözüm yolları aramalıdır ve bulmalıdır. Bunun adı, inisiyatifli olmak demektir.Kadroların inisiyatif ve görevini sonuçlandırma ruhuyla eğitimi onların kişisel sorumluluk duygusunu geliştirir. Her bir örgüt-parti yöneticisinin, her bir kadronun ve örgüt-parti işçisinin hangi görevden, hangi işten sorumlu olduğunu bilmesi onların faaliyette inisiyatiflerini geliştirir, sorumluluğu başkalarında arayan veya sorumluluğu başkalarının sırtına yıkan görevde iddiasız ve korkaktır. Böyle birisi bağımsız, cesaretli inisiyatif geliştiremez ve ortak davayı ilerletemez.Bağımsız ve cesaretli inisiyatif geliştirmek örgüt-parti çizgisine karşı gelmek, kendini beğenmiş, kibirli olmak anlamına gelmez. Kendini beğenmişlik, kibirlilik yapılandan, elde edilenden memnun olmaya/yetinmeye, sorumsuzluğa ve uyanık davranmamaya götürür.Bolşevik kadro, kitlelerin yaratıcı inisiyatifini görmeli ve geliştirmelidir, mücadeleyi bu inisiyatif üzerinde yükseltmelidir. Böyle hareket eden bir kadro hem kitlelerle kolayca kaynaşır ve hem de mücadeleyi tabana mal eder.Memnuniyetin olduğu, alınan sonucun mükemmel bulunduğu ve “dahası da olmazdı” anlayışının hakim olduğu yerde inisiyatif gelişmez. İnisiyatif, elde edilen sonuç ne denli devasa olursa olsun, bununla yetinmemenin, daha ileri gitme anlayışının ve bu anlamda da pozitif memnuniyetsizliğin olduğu yerde gelişir.Nasıl ki, örgüt-parti üyesi olabilmek için örgüt-parti programı ve tüzüğünün kabulü, örgüt-parti örgütlerinden birisinde görev alma ve aidatını düzenli ödeme ön koşul ise, üyeliğin “olmazsa olmaz” kuralıysa, bir Bolşevik kadronun da tuttuğu işi sonuçlandırması o denli bir kuraldır, Bolşevik kadro olmanın ön koşuludur. İnisiyatif pratik örgütsel faaliyet ile ayrılmaz bağ içindedir. Bir inisiyatifi, öneriyi şiddetle savunan, ama yaşam bulması için örgütsel faaliyete yanaşmayan bir yönetici/kadro düşünebilir miyiz? Bolşevik anlamda düşünemeyiz. Bolşevik kadro/yönetici böyle olamaz. Ama gösteri anlamında düşünebiliriz. Bazıları, şov için “inisiyatifli olabilirler, gürültü, patırtı yapabilirler, bir dizi öneride bulunabilirler. Ama sıra pratik faaliyete gelince ortadan yok olurlar. Bu türden unsurların; gevezelerin “inisiyatifiyle, gerçek inisiyatifli oluşu, inisiyatif geliştirmeyi birbirine karıştırmamalıyız.Bu özelliklerin ötesinde parti yöneticisi/kadro, objektif olma, soruna fiili müdahale etme yeteneğine sahip olma ve insanlara karşı anlayışlı davranma özelliklerini de taşımalıdır.
Tüm ifadeler:7İbrahim, Fahrettin Kerim ve 5 diğer kişi