Devrimci Görevler için Yaşama Sıkıca Bağlanmak..!
Hemen hergün sabahın erkeninde kalktığımızda en coşku dolu,en hızlı ve koparıp almak için devrimci görevlerin içine dalmaya hazırmıyız?Bizi kötürüm bırakan, umudumuzu zaafa uğratan, içimizdeki tembelliği yani bizi engelleyen ademi sendeciliği nefes nefese bırakmaya hazır mıyız?Daha her sabah uyandığımızda, yeniden kavgaya sıkıca bilenmiş olarak yazmaya, kendini yeniden tanımaya hazırmıyız?Öyleyse, En zorundan işe başlamalıyız,Örneğin En yapmak istemediğimiz bir şeyi yapıp kendimize koyduğumuz sınırları kaldırmalıyız.Zamanımızı olabildiğince iyi ve verimli değerlendirecek plan kurmalı ve bu planı mutlaka pratiğe uygulamalıyız. Yani irademizi zorlayarak ertelemeciliğe ve zaman öldürmeye geçit vermemeliyizBazen hiç sevmediğimiz şeyleri de yapmayı hedeflemeliyiz.Hiç okumam yada tartışmam dediğin kişilerle tartışmalı ve okumam dediğimizi okumalıyız.Tüm bunlar klasik halimizi ters yüz eder ve sinerji yaratır.Tatlının içine tuzluyu karıştırmak, acıyı gülümsemeyle harmanlamak gibi.Devrimci kavgada yaşam böyle değil mi, hatırla; zor, karmakarışık, sade ama çekilmez ve aşılmaz değil.Zihin gibi, dopdolu ve bomboş.Güzellik gibi, tek tek bir şeye benzemezken birleştiğinde bir şaheser olan.Bir şarkı gibi, tek tek bir nota iken başka, birleştiklerinde bambaşka bir ahenk gibi.Sonra de ki kendine, bu kadar kolay mıydı? Bu kadar basit miydi?Peki biraz düşün istersen, kim dedi ki sana karmaşık diye?Ya da kim dedi ki zor diye?Böyle değil miyiz? Kabul edelim seviyoruz sorunlarla boğuşmayı, en zor matematik problemini ben çözdüm demeyi.Gururumuz okşanıyor, ne kadar zeki olduğumuzu duymak, okşamak istiyoruz zekamızı, ruhumuzu, becerimizi.Bazen de biz karıştırıyoruz ortalığı, darmadağın ediyoruz duygularımızı, sonra çık içinden çıkabilirsen.Hatta kimseler bizi çözemez diyoruz, bir de kurum kurum kuruluyoruz.Hadi biraz daha zorlayayım, bir kötü haber de buraya yazayım.Herkes kendi dünyasını yaşamak için geldi bu koca dünyaya.Yani benim için önemli olan, adı üzerinde benim için önemli… Onun için veya senin için değil.Sözün özü kimsenin umurunda da değilim, sen de pek değilsin.Gün bitiyor ve yalnız başımıza o yastığa koyuyoruz başımızı. Rüyalarımıza yalnız dalıyoruz. Korkularımızı yalnız yaşıyoruz. Heyecanlarımızı, meraklarımızı, aşklarımızı, hüzünlerimizi, utançlarımızı…Bu yalnızlığı yok edecek tek bir şey biliyoruz, bu karanlığı aydınlatacak tek bir şey…Bir olmak, birlik olmak, birlikte yol almak.Zaman hızla akıyor, gürül gürül hem de. Kayıyor ellerimizden.Ben bilsem ne olacak, sen bilsen ne olacak? Biz bilsek biz o denenmemişi denesek.İşte o zaman doğan güneş yeni bir amaçla doğacak.İşte o zaman sesimiz daha anlamlı bir notayı oluşturacak.Gebeyiz kıvranıyoruz, acıyoruz, biz yeniden biz olmaya gebeyiz.Sen olmadan, sen iyi olmadan, ben de iyileşemem, ben iyi olmadan senin de bir parçan hep hüzünlü kalır. Sebebini bilmeden aradığın o parçanın bende olduğunu artık fark et.Ben başarırsam çok sevinemem, beraber başarırsak coşkumuzun coşkusu hepimize yeter de artar.Saklayacak tek bir bilgim yok.Koruyacak tek bir değerli mücevherim yok.Solacak diye koklamadığım tek bir gülüm yok.Ben seninle bütünleştiğimde inanılmaz çoğalıyorum.Gönlümden aklımdan her verdiğimde, düşlerimden ötesini bol bol alıyorum. Senden, ondan, hiç bilmediklerimden.Sınırsız bir kaynak bu evren.Sınırsız bir sevgi bu hayat.Bu hayata yüzde yüz güvenden başlamayı seçiyorum.Seçim, hayatımı yeniden yaratıyor.Sevgi bu hayatı yeniden güzelleştiriyor.Şimdi seni bekliyorum, hazırım.Ya sen?İstatistikleri Gör103 Gönderi Erişimi
Tüm ifadeler:12Sen, Umut Torto Abaci, Şevket Özkan ve 9 diğer kişi