Büyük Emperyalist Güçler Arasında Vekalet Savaşı Derinlişiyor Büyük Emperyalist Güçler Savaş Kışkırtıcılığı Yapıyor: Sadece İşçi ve emekçi Halkların Birleşik Direnişi Onları Durdurabilir..!

Emperyalist Güçler dünyaya yeniden paylaşmak ve egemenliklerini pekiştirmek için  vekalet savaşlarını yaymak amacıyla   hızla silahlanıyor . İşçi ve emekçi yığınlar buna ancak tek silahı olan örgütlenip sınıf mücadelesini geliştirip güçlendirerek yanıt  yanıt verebilir! Bu 1 Mayıs 2024’te yaşanan yıkıcı savaşlar, dünya emperyalist güçler arasında süren egemenlik mücadelesinin derinliğini gösteriyor.

 2.dünya savaşı  sonrası dönem boyunca sarsılmaz olarak sunulan, Batı’da burjuvazinin çıkarlarını savunan ve sürekli “ilerleme ve barışın güvencesi” olarak gösterilen en büyük savaş kışkırtıcısı  ABD emperyalizminin,  tüm dünya üzerindeki hegemonyası, tekelci  sermaye rejiminin tarihsel çelişkilerinin yol açtığı ekonomik krizin ağırlığı altında paramparça olmuştur. Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’daki öne çıkan  kapitalist ülkelerin üretici aygıtları, daha genç ve daha canlı sanayileşme ile rekabette kaybediyor ve mali ve askeri baskılarıyla kendilerini dünyanın koruyucusu haline getirmeyi giderek daha zor başarıyorlar. Rusya, Çin ve Hindistan gibi  emperyalist ve kapitalist burjuva güçler  ABD ile değişik düzlemde pazar paylaşım savaşımı yürütmede öne çıkıyor. Pasifik Okyanusu’nda, silahların ve savaş gemilerinin çatışmaya hazır bir şekilde konuşlandırıldığı bir muharebenin gerilimleri dahada yoğunlaşıyor.

 Gerici ulusal çıkarlar demagoji altında , sermayenin yeniden üretimini engelleyen sürekli aşırı üretim krizi ile giderek daha da şiddetlenen bu çözümsüz çelişkileri artık yalnızca savaş çözebilir. Emperyalist  kapitalizmde savaş en yıkıcı ve ürkütücü özelliklerini derinleştirerek sürdürüyor.  Bu yerel ve bölgesel  vekalet savaşlarında siviller, çoğunlukla da proleterler ve emekçiler, askeri harekatın başlıca hedefi haline gelir; bütün şehirler harabeye döner. Yakılan yıkılan kentlerin yeniden inşasında sermaye  zengin olacaktır. Bunun için öldürmek ve yıkmak gerekir ki, yok edilmiş ve yenilmiş bir proletarya ve emekçileri  yeniden inşa edebilsin.

  Daha şimdiden Avrupa’da, Ortadoğu’da, Afrika’da yerel savaşlar uzama ve genişleme eğilimi gösteriyor: Bugün Ukrayna ve Filistin halkları üzerinde korkunç katliamlar yaşanıyor. Ancak savaşın önlenemez rüzgarları döndüğünde, ölenler Rusya ve İsrail emekçileri olacak; ve dahası  tüm dünyada bu aynı aynı şey olacak. 

 Ukrayna ve Gazze’de yaşananlar yerel bir alanda ve yerel nedenlerle yaşanan savaşlar değil, emperyalizmler arasındaki evrensel çatışmanın bir öngörüsü, bir başlangıcı, bir bilek güreşi  provasıdır. Her yerde yüz binlerce mülksüz insan, kendilerini giderek daha fazla etkileyen savaşlardan ve sefaletten kaçmak ve hayatta kalmalarını sağlayacak herhangi bir iş bulmak için ailelerini ve ülkelerini terk ederek mülteci olmak zorunda kalıyor. Emperyalist kapitalizmin aşırı üretimden  kaynaklı ekonomik krizi, dünya çapında patronları çalışma koşullarını sıkılaştırmaya, rekabeti yenmek için daha düşük fiyatlarla üretim yapmak amacıyla öncelikle işçi ücretlerin düşürerek yada dondurarak kriiz emekçilirin sırtına yıkmak istiyor. Sermaye sınıfı bunun için  her yol deneniyor ve emekçilere  dayatıyor. 

 Hiç kuşku yok ki krizin   bedelini her yerde ücretliler ödüyor. İş güvenliğinin azalması her gün daha çok iş kazası  adı altında ölümlere ve yaralanmalara neden oluyor. Ücretler düşüyor ve sömürü artıyor. Ulus, din, cinsiyet, siyasi görüş, her türlü farklılık sömürülenlerin birliğini bozmak, yaşam ve çalışma koşullarını ayırmak ve bölmek, sonunda onları efendilerinin savaş fırınına doğru yola çıkarmak için kışkırtılıyor. Proletarya ve emekçiler , neredeyse bir asırdır karşı devrim tarafından, egemen sınıflara bağlı ve sarı  sendikalar tarafından, kendilerini işçi  sınıfının çıkarlarını savunan güçler olarak adlandırılan  ancak işçi sınıfıyla her türlü bağını çoktan koparmış,  milliyetçi, reformist ya da faşist burjuva ideolojisinden beslenen parti ve güçler  tarafından yönetilmektedir. Doğal kaynakların sınırsızca sömürülmesi, yeryüzünün her köşesinin sermaye tarafından azami kâr amacıyla ele geçirilmesi tüm dünyayı yozlaştırmaktadır. krizlerde debelenen emperyalist kapitalist  rejim tüm insanlığı uçuruma sürüklemek için her yolu mubah görüyor.

   İşçi sınıfı ve emekçiler kendini savunmak, haklarının gasp edilmesine karşı  gücünü mülk sahibi sınıflarınkine karşı koymak zorundadır.  Bunu başarmak için, orantısız ve artan faşist devlet ve patron işbirliği baskısına karşı onu kuşatacak k ve harekete geçirecek olan kapsamlı ve mücadeleci güçlerin örgütlenmesi gerekiyor. Bu sınıf çatışmasında dünyanın dört bir yanındaki işçiler birbirlerini, koşulları ve günlük mücadeleleriyle birleşmiş enternasyonalist kardeşler olarak tanıyacaklardır.

  Neki  emperyalist kapitalist tekellerin egemen olduğu dünyada  haksız ve paylaşım savaşlarını   durdurmak imkansızdır. Emperyalist kapitalizm   barışçıl olamaz; savaşları olmadan asla yaşayamaz. Buradan olarak biliyoruz ki yalnızca işçi ve emekçiler Sadece  savaşı durdurabilir, ama burjuvaziyi iktidardan indirerek. İşçi ve emekçileri komünist partinin  önderliğini kazanarak, tarihsel deneyimiyle aydınlanmış olarak kendi kaderini belirleyebilir, yani ücretli kölelik zincirlerini kırabilir. Mevcut emperyalist kapitalist  rejimleri deviren işçi sınıfı ve emekçileri, aynı zamanda büyük emperyalist  devletleri devirip devrimci iktidarını kurarak piyasanın ve ücretli emeğin ortadan kaldırılmasının, sınıfsız ve sınırsız bir toplumun, sosyalizmin yolunu açacaktır.

 Kahrolsun Gerici Paylaşım Savaşlarına Hayır!

 Kahrolsun Sermaye rejimi Emperyalizm ve Kapitalizm! 

Yaşasın Devrim ve Sosyalizm. !