Dünyada ve Türkiye’de Maoist cenahta yer alan akımlar gerek sosyalzimin inşası ve geriye dönüş sorunları ve gereksede örgüt içi mücadele ve sosyalist demokrasinin uygulanması konusunda Mao Zedung’u kendilerine rehber alıyorlar ve tüm sorunların sihirli çözümünü Mao Zedung’un savunulup savunulmamasında görüyorlar. Türkiyede Maocu cenanhta devrimci bir çizgide duran ve maoistlik konusunda bir beirşeriye yarış içinde olan Halkın Günlüğü, Devrimci Demokrasi ve Özgür Gelecek çevresi, kendisi dışındaki güçlerin saflarındaki olumsuz gelişmeyi “ Enver Hocacı dogmatizmi” olarak gösterererek durumun teorisini yapmakta ve Mao’yu M-L aşmış bir yere koyarak Maozimde konaklamakta ,işin dahada önemlisi Mao Zedungun eleştirmekten azade görmektedirler.Yıllardan bu yana Mao’culuk savunusunda yarış içinde olan kendileirnei Maoist olarak ifade eden Halkın Günlüğü, D.Demokrasi, Özgür Gelecek vb. çevreleri Mao’ya toz kondurmayarak, kendi çıkmazlarını başka yerde aramaya çalıştılar. Neki bu yaklaşımları. Onları her geçen gün daha geriye ittiği gibi, ideolojik savrulma ve geriye düşüşün önüne geçemediler. Başkalarını eleştirme de ve sağa sola gerçekci olmayan nitelemelerle saldırmakta geri kalmayan Mao’cu cenah, Çin’in neden Mao’nun 1976 yılında ölümünün ardında kısa zaman da içinde ÇKP’nin yozlaşıp Çin’nin kapitalizme kapaklandığına ilişkin ciddiye alınacak her hangi bir değerlendirmlerine tanıt olmadık. Mao madem Stalin’in hatalarını görmüş ve Onu aşmıştı.Peki nasıl olduda ÇKP kısa zamanda yozlaştı ve kapitalizmin restorasyonuna yöneldi ? Madem Mao sosyalizmin inşası ve parti içinde sınıf savaşımı konusunda, M-L’in yetersizliği aşmış ve yeni bir dönem başlatmıştı, peki nasıl olduda Mao’nun yetiştirdiği ve egemenliği altında olan parti 2 yıl içinde –Mao Zedung 1976 yılında öldü. Ne yazık ki, 1978 yılında kapitalist yolcu olarak partide atılan Den Sia Ping kliği ÇKP’yi ele geçirdi- tasfiyecilere boyun eğdi ve sosyalist iktidar yozlaştı? Bunda Mao’nun hiç bir hatası, eksiliği yokmuydu? Peki bu süreçte Mao’nunda hatası varsa bunlar nelerdi? Bugüne kadar Maoya toz kondumayan ve her şeyi Maoculuğu savunmakta gören- bulan H.Günlüğü ve Özgğr Gelecek çevresi tek bir kelime etmediler. Hep çarpıtılmış tarih bilgileri, abartılmış değerlendirmeler ve verilerden uzak subjektif niyetler gerçekler yerine konarak, gölgeleriyle adeta savaşan yazılar yazarak Maoculuk savunulmaya çalışıldı.H.Günlüğü’nün teorik eki olarak yayınlanan Sınıf Teorisinin 13. Sayısında komünist partisi, parti içi mücadele, iki çizgi mücadelesi, bugüne kadar ki MKP’nin izlediği örgüt içi demokrasi çizgisi, TKP-ML ile MKP arasındakiAyrılıklar ve birlik noktaları ve aynı örgüt çatısı altında birleşmede izlenecek yöntemler, adalet anlayışı vb. gibi örgüt içi sosyalist demokrasiyi ilgilendiren bir dizi kon ele alıp kendi yaklaşımı içinde irdelemeye ve genel bir perspektif çizmeye çalışıyor.Aslında teorik ekteki bu yazı geçmişten bu yana TKP-ML ve daha sonrası MKP’nin hatalarının, zaaflarının ve geriye düşmesinin temel nedeni olarak, Maoculuğu özümleyememek olarak tespit ediyor ve gelinen durumda MKP’nin kurulmasıyla birlikte bu sorunda suyun yolunu bulduğunu ve 2. Konferansla bunun daha da derinden kavrandığını ifadelendirerek, gök kubbenin altında işlerin iyi gittiğini ve herkesin sorunları çözmesi için Maoculuğa rucü etmesini salık veriyor.Bu nasıl bir komünist partisi ki 50. yıl sonrası Maoyu yenden keşfetme durumunda olabilir. Ama bundan önceside parti yinede komünist olmaya devam ediyor. Önderliği hemen hemen çoğu kez parti çizgisinde sapmış oportünistler tarafından yönetilen bir partinin, 50. yıl bozulmadan-savrulmadan komünist bir çizgide kalması sanırız ancak TKP/ML ve MKP’ye özgü bir durum olsa gerek.Biz komünistler Mao Zedung ve “ÇKP” gerek 1935 öncesi, gerekse de sonrası dönemde hiç bir zaman gerçek anlamda Marksist –Leninist görüşleri savunan bir komünist partisi haline gelmediğini savunduk ve savunuyoruz. Aksine Mao Zedung ve “ÇKP” gerek 1935 öncesi, gerekse de sonrası anti-Marksist görüşler savunmuş, pratikte bu oportünist görüşleri kendisine rehber etmiş ve dahası bu anti-Marksist ve oportünist görüşler giderek Mao Zedung’u ve Mao Zedung’un görüşleriyle yoğrulan ”ÇKP” yi revizyonist, karşı-devrimci noktaya vardırmıştır. Başında beri Mao Zedung ve ”ÇKP” zaman zaman Marksist görüşleri sözde savunmasına ve onunla cilalanmasına rağmen bu hep böyle kalmıştır. M_L’de etkilenme ile M_L olmayı bir birine karıştırmamak gerekiyor. ÇKP VE Mao Zedung Zaten böyle olmaması mümkün değildi.Çünkü Mao Zedung düşüncesi denilen bu anti-Marksist düşünce, dünyada, Marksizmin-Leninizmin oportünizme bir daha galebe çaldığı bir sırada ortaya çıkmıştır. Yüce Lenin ve Stalin’in önderliğindeki Bolşevik Partisi 1917 Şubat devrimiyle, sosyalizmi gerçekleştirerek dünya devrimine yeni bir ufuk açmış, dünya devrimini yepyeni bir aşamaya, emperyalizme karşı proleter sosyalist devrimleri aşamasına vardırmış ve artık, Marksizmin bir özlem olmaktan çıkarak tam bir gerçek haline dönüştüğü Marksizmin haklı itibarının oldukça arttığı bir dönemde, işte böyle bir dönemde Mao Zedung’un Anti-Marksist düşünceleri açıkça sırıtarak ortaya çıkması açıkça beklenemezdi Ancak, Marksizmin giysilerine bürünerek ortaya çıkması zorundaydı.Bu nedenle,özellikle ilk başlarda Mao’nun, özde oportünist görüşler savunurken bunun yanında sık sık Marksist görüşlerin lafını ederek onun sözde savunması bize hiç şaşırtıcı gelmemelidir.Lenin yoldaşın dediği gibi: ” Tarihin diyalektiği öyleydi ki, Marksizmin teorik zaferi, onun düşmanlarını Marksist kılığına zorladı. ( Marks-Engels Marksizm S 94)Mao Zedung düşüncesi baştan beri anti-Marksist bir düşünce olarak ortaya çıkmıştır. Ama bu düşünce doğduğunda daha sistemli, bütünlüklü ve açık olarak, ortaya çıkmışsa bu bizi yanıltmamalıdır. Daha sonra da değineceğimiz gibi, ilk başlarda ve daha sonraları, M-L partilerin, bu oportünist düşüncenin özünü esaslı bir şekilde görmemeleri de bizi şaşırmamalıdır. Mao Zedung düşüncesi 1935’lerden sonra olduğu gibi,1935’lerden öncede M-L devlet ve devrim teorisi konusunda, M-L parti öğretisi, proletaryanın öncü rolü ve hegemonyası konusunda, çelişmeler ve Marksist ekonomi-politik alanında oportünist anti-Marksist ve idealist görüşler savunmuştur.Bu alandaki görüşlerimizi belirtmeden önce bir hususa dikkat çekmeyi gerekli görüyoruz. Biz Mao Zedung ve “ÇKP” yi birbirinden ayırtıp ele almayı doğru bir yaklaşım olarak görmüyor, aksine hatalı görüyoruz. Çünkü ÇKP’ ye ruhunu ve damgasını vuran Mao Zedung’un oportünist görüş ve düşünceleridir. Bu 1935’lerden sonra geçerli olduğu gibi 1935 öncesi içinde geçerlidir. Mao Zedung’un oportünist görüş ve düşüncelerini 1935 öncesi ”ÇKP” den koparak aynı ele alınamaz.Elbette ki biz sırf Mao’nun görüşlerinde hareketle bu sonuca varmıyoruz. Biz bir bütün olarak ”ÇKP” nin durumundan hareketle bu sonuca varıyoruz. Her ne kadar, Mao Zedung hizibi 1935’lere kadar “ÇKP” içinde keskin ve salt hakimiyetini gerçekleştirememesine karşın, ana temelde “ÇKP” içindeki diğer hiziplerden farklı bir konuda değildir. 1935’lere kadar “ÇKP” yönetiminde esas ağırlığını hissettiren bazı hiziplerle, bazı çelişkileri ve bu anlamda bazı çelişme ve dalaşmaları olmasına rağmen mücadelenin ve çekişmenin özünde bir farklılık Marksistlerle oportünist kanat veya kanatlar arasında cereyan eden bir mücadele niteliğinde olmamıştır. ”ÇKP” baştan sona, kadar, daima hiziplerin birbirleriyle dalaştığı bir arena durumunda olmuştur.1935’lere kadar Mao Zedong parti içerisinde salt kendi hakimiyetini kesin olarak sağlamamasına rağmen partinin en yüksek organlarından yer almış, partinin en eski en ileri en etkin kişilerinden biri olmuştur. Ve 1935’lere kadar savunduğu görüşlerin büyük çoğunluğu, parti tarafından kabul edilmiştir. Mao Zedong 1931’de Çin işçi ve köylü kızıl ordusu merkez siyasal bölümü başkanlığını yapmıştır. Ve yine 1935’de Çin Sovyetleri Merkez Hükümetleri başkanlığı yaptığını görüyoruz. Yine 1931’de Mao Merkez Yürütme Komitesi Başkanlığını yapmıştır. Aynı zamanda 1935’lerden sonra olduğu gibi 1935 öncesinde “Kızıl” ordunun başkomutanlığını yapan Chu-Te’nin de Mao’nun sağ kolu olduğu da bilinmektedir, Örnekler daha da çoğaltılabilinir. Bütün bunlar bize gösteriyor ki biz ”ÇKP” ni 1935 lerden sonra olduğu gibi 1935’lerden önce de Mao Zedung’dan ve onun baştan beri var olan oportünist görüşlerinden aynı ele almanın açık bir yanılgının içine düşmek olacağını söylüyoruz. Bu bakımdan biz Mao Zedung’un 1935 öncesi oportünizmini ortaya çıkarıp eleştirirken bunun aynı zamanda ”ÇKP” içinde bütünüyle geçerli olduğu akılda tutulmalıdır.”ÇKP” nin, oportünizmini de Mao’nun oportünizmiyle uyum içinde olduğu ve Mao’nun oportünizminin ”ÇKP” oportünizmini bir parçası olduğunu da belirtelim. Bu meseleyi böylece belirttikten sonra şimdi Mao Zedung’un 1935 öncesi dönemin oportünist görüşlerini geçelim.Mao Zedung baştan beri Marksist felsefeye karşı idealizmi ve metafiziği savundu. Mao Marksist Felsefe yerine dünyaya ve topluma özünde idealist ve metafizik bir bakışla bakarak yorumlamaya çalışmış, sınıf mücadelesinde bilimsel sosyalizm yerine oportünizmi savunarak uzlaşma karşıtları uzlaştırmaya çalışmış ve Marksizm’i Leninizm’in bilimini taklit ederek çarpıtmaya kalkışmıştır.Biz burada 1935’lerden sonraki gelişme süreci içerisinde giderek daha net bir biçimde şekillenen o pek saçma” Yüz Çiçek Açsın, Yüz Düşünce Birbiriyle Yarışsın” ve “Uzun Süreli Bir arada Yaşamak ve Karşılıklı Denetim” görüşü üzerinde durmayı uygun görüyoruz. Yine biz Mao Zedung’u 1935’lerden sonra gelişme içinde daha açıkça sırıtan zıtların birliği safsatası ve çelişmeler konusu üzerinde şimdilik durmayacağız.-devam edecek-