Bir Dedenin Yeni Dünyaya Gelmiş Torununa Öğüdü..!

Sevgili Torunum Mavi Çocuk Hoş Geldin Yaşama:
Henüz 1 gün oldu sen aramıza katılalı Mavi çocuk. Ellerin, ayakların öyle minik, öyle güzel ki, dokunmaya, sevmeye kıyamıyor insan…
Seni ilk gördüğümde, uyumakla uyanıklık arasındaydın. Başın da dünyaya merhaba derken zorluk yaşamış ve morlaşmıştı biraz, annen yatıyor baban kucağında seni gözleri gülerek dolaştırıyordu.
Baban kucağında “deden geldi” diye seni bana uzattı. Minnacıktın, Dünyaya yeni adım atmış olan Mavi çocuk kucağımdaydı. Çok heyecanlandım, yaşamda kaybettiğim yoldaşları düşündüm. Haliyle daha çok duygulandım. Bir yandan insanlar savaşlardan, faşist baskı ve zulümlerden, açlık ve yoksulluktan katledilirken, öte yandan yaşam devam ediyor ve senin gibi binlercesi yaşama merhaba diyor Mavişim. Annenin sana nasıl mutluluk içinde baktığını gördüm kucağında ama o kadar mutluydu ki, sanki doğum yaparken birgün acı çekmenin bir mutlu hali vardı. Aslında rahatsızlığını senin dünyaya gelmenin verdiği mutluluktan belli etmemeye çalışıyordu.
Baban senin dünyaya gelişini heyecanla ve coşku içinde karşıladığı belli oluyor ve yerinde duramıyordu. Baba’yın küçüklüğünü hatırladım ve ilk kucağıma aldığımda nasıl mavi gözleriyle bana gülümsediği gözümün önüne geldi. Yıllar öncesinde küçücük çocuğunun nasıl büyüyerek yılların ardından büyüyerek baba olduğunu ve seni sıkıca kucağında taşıdığına tanıklık ediyordum.
Güzel çocuk. Anne ve baban seni kucaklarına aldıklarında tüm zorluk ve acıları unutmuşlar, oldukça mutlulardı. İşin daha da önemlisi O an, sana küçücük bir şey olsa, canını verecekmiş gibi hazır bekleyen annen ve baban vardı. Onlara bakarak şanslı olduğunu düşündüm.
Çünkü binlerce çocuk kapitalist sistemde şanssız doğuyor hatta yoksulluk ve olanaksızlıklardan dolayı dünyaya merhaba demeden ölüyordu.
Elbette ben bir annenin ya da babanın sen dünyaya merhaba dediğinde hissettiklerini biyolojik olarak hissetmem ama anlayabilirim az çok. Annenin o gün seni kucağına alıp emzirmesinden ki bakışını ve mutluluğunu, baba’yın heyecanını asla unutamam.
Öyle güzel, öyle kocaman yürekli bir anne ve baban var ki, senin daima üzerine titriyorlar. Senin için yapmayacakları şey yok, biliyor musun? Ve ben seni ve bu güzel yürekli, babanı anneni çok seviyorum.
Birçok şeyden habersizsin şimdi, kendi dünyandan, büyüklerin dünyasına bakarak, olup biteni anlamaya çalışıyorsun. Her şey ne garip öyle değil mi? Sana şimdi garip ve saçma gelen şeylerin içinde, aslında güzel olanlar da var. Anneni-babanı anlatarak başlayabilirim mesela.
Baban daha küçüklüğünden iyi bir çocukluk geçirmeye çalışırken olumsuzlukla kapıyı çaldı. Tam gençliğe adım atacağı dönemde peş peşe ihanetler ve olumsuzluklar yaşandı. Sevgi içinde büyüyen baban 10 yaşından itibaren beklemediği olumsuzluklar ve zorluklarla karşılaştı. Bu durum onun dünyasında derin izler bıraktı. Bir dönemler yoldaş denilen kişilerin olmadık kirlilikler yapması baba’nın küçük dünyasında derin yarıklar yarattı. Kısacası ihanet onu derinden sarstı ve küçük dünyasına fırtınalar estirdi.
Haliyle bu durumlar ve en sevdiklerini erkence kaybetmesi babanda travmalar yarattı.
Baban zorluklar içinde yolunu bulmaya ve yaşama tutunmaya çalıştı. Elbette tam gençlik döneminde yol gösterip denetleyen birileri olmadığı koşullarda yanlış yapmak ve zaman zaman geriye düşüp yeniden toparlanmak insana özgü bir olgudur. Babanda annenle omuz omuza vererek bu zorlukları aşmasını başararak, senin dünyaya merhaba demene omuz verdiler. Bugünde senin en büyük destekçin babandır.
Baban artık senin dünyaya merhaba demenin sorumlulukları daha da artmış ve geleceğe dair planları daha bir netlik kazanmıştır. Yani baba’nın yaşamını planlı ve disiplinli hale getiren sensin.
Anneni tanıdığımda daha yeni gençliğe adım atmıştı, sakin, saygılı ve ürkekti. Çok eski arkadaş değiliz. Bir yandan okuyor öte yandan kimseye muhtaç olmamak için temizlik dahil değişik işlerde çalışıyordu. Lüks tutkusu yoktu ve yaşamı mütevaziydi. Şımarık ve saygısız asla değildi. Nerede nasıl davranacağını biliyordu.
Biraz utangaçtı ama asla boyun eğici değildi. Bir okulu bitirmiş ama yeniden üniversiteye teşvikimizle başlamış ve dersleri başarmak için uğraşıyordu. Gelin adayı olmanın yanında kızım gibiydi annen. Burjuvazinin albeni, yoz, savruk ortamına asla kapılmadı ve sağlam bir duruş içinde olarak hem okulunu başardı ve hem de yaşam arkadaşıyla zorluklara karşı dik duruş içinde oldu. Yani annen zorluklar içinde geçerek, olgunlaştı ve güvenimi asla boşa çıkarmadı.
Annen. Hani nasıl derler, güzel yürekli, ince düşünceli hem akıllı hem dünya güzeli. Sustuğum zaman bile bizi anlayan, kimseler hakkında olumsuz şeyler düşünmeyen, yardımsever naif bir insan…
Yani kendisine yapılan iyilikleri-desteği unutmayan, gönül alan, incitmeye korkan, merhametli… Çalışkan ve başladığı işi sonuna kadar taşıyan. Yani senin ileride okuyacağın masallardaki “prensesler” gibi.
Seni hiçbir şeyden mahrum etmemek için didinen ve “ Bu zaten bizim görevimizdir” diyebilen annen ve baban var. Demek ki bir çocuk çocuğa göre şanslısın..
Peki, ben kimim? Ben ilk seni beklediklerini söylediklerinde, oturup derin derin düşünen bir yandan kaygılanan öte yandan senin kapitalist sistemde tüm kötülüklere karşı çıkacak, çok iyi, çok mutlu, çok sağlıklı olmanı isteyen dedenim. Şimdi bir şeyler bilememe tanıyamama aşamasında olsan da seni ileride sıkı bir devrimci yapacak olan insan. Oyunlar oynayıp, yerlerde yuvarlanacağız, çocuk filmi seyredip, dolaşıp, iyi ve güzel olana gülecek olumsuz olana üzülecek ilk defa dede olmayı seninle tadacak insan.
Aslında 2019’a gireceğimiz şu günlerde, yeni yıl temennileri mi yazacaktım sana. Ancak daha farklı bir şey yazmak istedim.
Günler, haftalar, yıllar geçiyor. Her yeni senede bir yaş daha almış oluyoruz. Herkesin beklentisi, isteği farklı birbirinden ama değişmeyen isteklerimiz de var.
Güzel çocuk Mavi, en başta, ailen ve emekçiler hayatta en değer verdiğin şey olsun. Dediklerini yap ve asla tereddüt içinde olma, annenin ve babanın sana söylediği her şey, senin iyiliğin içindir, onları üzme sakın, e mi? İnanman gerekir ki Onlar, şimdi sen tüm bunları anlayamasan da senin iyiliğini ve mutlu olmanı, topluma ve insanlığa yararlı iyi bir insan olmanı her şeyden çok istiyorlar. Sarf ettikleri tüm çaba ve harcadıkları emek senin için.
Ellerinden sıkı sıkı tut, sakın ola bırakma. Sorgulama ve yargılama tutumu içinde olmalı ve körü körüne itaatçı olmaktan uzak durmalısın
Sakın ola doğruluk ve dürüstlükten ayrılma. Adil ol. İyilik yap denize at balık bilmezse halik bileceğini unutma. Merhamet ve vefalı ol. Sorumluluk al. Amaca bağlanmış biçimde hareket et ve ona buna göre değil, insanlığın çıkarları için çaba göster. Sabırlı ve hoşgörülü olmayı öğren. Güçlü ve Azimli ol.
Yaptığın işleri severek tutkuyla yap. Mutlu olmayı seçki, etrafına da bu enerji geçsin. Ve hep gülümse. Çok oku, çok öğren, çok gez. Çok sev, çok sevil.
Artık yaşamımızın bir parçası olduğuna göre, seninle geçecek zorluklar ve güzellikler birlikte yaşayacaksın. Aramıza hoş geldin mis kokulu güzel çocuk Mavi. Yolun açık yaşamın mücadele yüklü olsun.
26.Aralık-2018
Seni Seven Deden Serdar Gür