HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş’ın da olduğu HDP’lilerin tutukluluğuna gerekçe HDP’nin eski
üyelerinden Ayhan Bilgen ve Altan Tan’ın ifadeleri olduğu ortaya çıktı.
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirilen
eylemler gerekçe gösterilerek tutsak edilen siyasetçiler hakkında açılan dava
sürüyor. Ankara Başsavcılığı 25 Eylül 2020’de 7 ilde 82 kişi hakında gözaltı
kararı vermiş, aralarında HDP’li eski milletvekilleri Nazmi Gür, Ayla Akat Ata,
Emine Ayna, Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan, Ayhan Bilgen gibi isimler de yer
almıştı. HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahatti Demirtaş bu soruşturma
kapsamında zaten tutuklanmıştı. 26 Nisan 2021’de görülen davanın ilk duruşma
serilerinin tutanaklarında Demirtaş’ın tutukluluğu için verilen devam
kararlarında sık sık 15 Haziran 2021’de tahliye edilen Ayhan Bilgen’in
ifadelerine atıf yapılmış. Bilgen’le birlikte Altan Tan’ın da ifadeleri
tutukluluğun devamına gerekçe yapılmış.
Diken’in haberine göre Kobanê davasındaki mütalaalarda 29 Ağustos 2022’ye kadar
Demirtaş’ın tutukluluğa devam kararlarının gerekçesinde hem gizli tanık
ifadelerine hem de eski HDP’li isimlere atıf yapılmış. Daha sonra Bilgen’in
adını kullanmayı bırakan savcı, yalnızca Tan’ın ifadelerini Demirtaş’ın
tutukluluğunun devamına gerekçe yapmış.
Mahkeme Bilgen’in adını 18 Ekim 2021’den itibaren kullanmayı bırakmış. Bu tarih
Bahtiyar Çolak’ın davanın hakimliğinden alınmasının hemen sonrasına denk
geliyor. Çolak davanın mahkeme başkanlığından ayrıldıktan sonra Atadedeler
olarak bilinen suç örgütüne operasyonda gözaltına alınmış ve daha sonra ev
hapsiyle serbest bırakılmıştı. Çolak daha sonra Ankara Barosu’na bağlı olarak
avukatlığa başlamıştı.
Tutanaklarda ayrıca Bilgen ve Tan’ın gözaltı ve tutuklama sonrası
açıklamalarına da atıf yapılmış ve şu ifadelere yer verilmiş: “Sanıklar
Altan TAN ve Ayhan BİLGEN’ in gözaltı ve tutuklama işlemlerinden sonraki
süreçte yaptıkları açıklamalar ile ilgili tespitler yapılmış, yapılan
açıklamalar bir bütün olarak ele alındığında HDP (Hakların Demokratik
Partisi)’ nin, organlarının ve içerisinde siyaset yapan şahıs-şahısların
PKK/KCK silahlı terör örgütünün güdümünde faaliyet gösterdikleri,
PKK/KCK silahlı terör örgütü güdümünde özellikle metropol illerimiz
başta olmak üzere her türlü bombalı, silahlı ve şiddet eylemlerinin
PKK/KCK silahlı terör örgütünü tarafından organize edildiği, bu
faaliyetlerin terör örgütünün talimatlar ve çağrıları sonrası
gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.”
BİLGEN’İN İFADELERİ
Bilgen tahliye edilmeden önceki duruşmadaki savunmasında şu ifadeleri
kullanmış:
“Ben HDP içerisinde şeffaf karar alma süreçlerini, demokratik karar alma
süreçlerini önemseyen birisiyim. Ve zaman zaman bunun dışında birtakım uygulamalara
da tanıklık etmiş birisiyim. Bundan rahatsız olan birisiyim. Yani siyaset ancak
kendi mekanizmaları içerisinde, kendi demokratik kanallarıyla ve şeffaf yürürse
kriminalize edilmez.
“Ben belediyede göreve başladığım tarihten itibaren bütün hesapları hem
internette yayınladım hem de belediye binasını açtım. Şimdi kimsenin kalkıp
bana ‘sen örgüte para gönderdin’ deme yani belediye başkanlığı dönemimdeki
görevimden dolayı beni kriminalize etme ihtimali yok.
“Eğer bugün HDP ile ilgili birtakım polemikler yapılıyorsa, yani sadece
iktidar tarafı değil, muhalefet tarafı da HDP ile birlikte olmayı, yan yana
durmayı, resim çektirmeyi kendisi açısından zor görüyorsa, HDP’nin dönüp
bunlara göre kendine özeleştirisini yapmasının gerektiğini düşünüyorum.
“Ama bakın burada şunu özellikle tekrar zikretmek isterim: Bunu ifade
etmek istiyorum. Burada dışarıdan müdahaleler değil, yani oradaki cümlem tam o
şekilde. Burada birilerinin kendilerine oraya ait bir vücut kullanıyormuş gibi
bir algı oluşturmasıdır.
“Tam belediyeye yapılan baskınlar gibidir kastettiğim şey. Yani birisi
kalkıp siyasette eğer işte ‘örgüt böyle istiyor’ ya da işte ‘İmralı böyle
istiyor’, ‘Kandil böyle istiyor’ gibi ifadeler kullanılarak eğer demokratik
siyaset yapma yoluna giderse, bunlar konuşulursa, siyasette bunlar
tartışılırsa, siz demokratik platformlarda ittifak da kuramazsınız,
genişleyemezsiniz de toplumsallaşamazsınız da.
“Ben bunun yanlış olduğunu, bunların asla yapılmaması gerektiğini, buna
fırsat verilmemesi gerektiğini söylüyorum. Yani burada demin de ifade ettiğim
gibi, yapılmış işler değil, yapılmaması gereken ya da yapılması gereken işlere
dair bir uyarıdır, bir eleştiridir. Ben bu yöntemlerin siyaseti kriminalize
ettiği kanaatindeyim.”
BİLGEN: TÜM İFADELERİMİN ARKASINDAYIM
Diken’in haberinden sonra Twitter’dan açıklama yapan Bilgen, ifadelerinin
arkasında olduğunu söyledi. Bilgen paylaşımında, “Ben tüm ifadelerimin
arkasındayım. Bana ait ifade tutanakları isteyen her avukat tarafından
görülebilir” diye yazdı.