DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
Demokratik kitle örgütleri nedir?
Temel Kavramlar
Demokratik kitle örgütleri adı üstünde kitle örgütleridir ve "demokratiklik" sıfatını hak edebilmeleri için yapılarının ve işleyişlerinin de demokratik olması gerekiyor. Buradan olarak Demokratik Kitle Örgütleri (DKÖ) toplumun şu ya da bu kesiminin sorun ve istemlerini, ya da toplumdaki genel bazı sorunların halledilmesini temel alırlar, program edinirler. Bunlar genellikle parça istemlerdir ve demokratik DKÖ'nin programı reformcudur. Reformcu olmakla birlikte programlarının hedef ve amaçlarının demokratik karakterleri DKÖ'lerinin demokratikliğini belirleyen temel bir faktördür. Program hedef ve amaçları söz konusu olduğunda bu örgütlenmelerin birleştirmeyi ve harekete geçirmeyi görüp edindikleri toplumsal kesimlerin geniş yığınlarını kucaklamayı, sarmayı hedeflemeleri ve hesaplamaları gerekir.
 Dahası DKÖ'lerinden bahsettiğimiz her yerde, "demokratiklik" ve "kitleselliğin" iki belirleyici unsur olmasından bahsediyoruz demektir. Elbette bu iki unsur kendi başlarına düşünülemez. Çünkü karşılıklı olarak ilişkilerinin doğru olarak anlaşılabilmesi gerekir. Kitle örgütlerinin demokratikliliğinin, birisi programı ve diğeri de yapısı ve işleyişi olmak üzere iki ana boyutu vardır.
 DKÖ'lerinin programları -eğer söz konusu DKÖ özgün politik bir örgüt değilse, örneğin savaşa, faşizme vb. karşı, ya da Kürtlerle dayanışma ve halkların kardeşliğini amaçlaması vb. gibi sorunların temel alındığı toplum kesimlerinin siyasal bilinç düzeylerini değil, örgütleyip, birleştirerek harekete geçirmeyi hedefledikleri toplum kesimlerinin asgari müştereklerini yansıtmak durumundadır. Örneğin akademik, demokratik nitelikli öğrenci gençlik derneklerinin en geniş kitlesine seslenmek için, öğrenci gençliğin akademik, demokratik sorunlarını temel almak zorundadır.
 Böyle olunca doğal olarak akademik demokratik sorunların çözülmesi için mücadele etmek isteyen her öğrenci genç, dünya görüşündeki ve politik idealindeki farklılıklara karşın bu derneklerde örgütlenebilir ve birlikte mücadele edebilir. Burada birliktelik akademik, demokratik sorunlar çerçevesindedir.Adı üzerinde DKÖ'leri parti olmadıklarına göre, programları da parti programı olamaz. Bu örgütleri parti programı gibi düşünmek ve parti programına yakınlaştırmaya çalışmak sekter bir yaklaşımı ifade eder. DKÖ'lerin geniş kitleleri örgütleyip harekete geçirmesi perspektifi ile çelişir.
 DKÖ'leri, kitle örgütlenmeleri olarak, belirli toplum kesimlerinin somut istem ve sorunlarını ya da toplumdaki bazı genel sorun ve konuların çözümünü program edinirler dedik. Bu reformcu parça talepler, devrimci programın, asgari programının yansımaları ya da öğeleridir; ama bir tüm olarak devrimci proletaryanın asgari programının bizzat kendisi de değillerdir. DKÖ'ler mücadelede kendi özgün işlevlerini yerine getirmekle yükümlüdür ve bunun içindir ki, hem program, amaç ve hedeflerinin özgür işlevlerine, politik ya da mesleki kitle örgütleri ve hem de programları anti-faşist, anti-emperyalist dernekler ile mesleki sendikalar, kooperatifler, meslek odaları vb. gibi doğrultusundaki çalışmaları titizlilik ve duyarlılıkla yürütülmeleri gerekir.
  DKÖ'lerinin yapı ve işleyiş olarak demokratik olmaları gerekir. Bu örgütlerde birleşerek sorunlarının hali veya mücadele eden insanların dünya görüşleri ve siyasal inançları aynı değildir. Dünya görüşleri ve siyasal inançları farklı olan, bununla birlikte ortak sorun ve istemleri olan insanları aynı örgüt çatısı altında ortak mücadelede birleştirmek nasıl olanaklı olabilir? DKÖ'lerin yapılarının ve işleyişlerinin demokratik olmasının zorunluluğu tam da buradan çıkıyor.
 Ancak yapısı ve işleyişi demokratik olan bir örgütlenme, dünya görüşleri ve siyasal inançları farklı olan insanları birleştirip, örgütleyerek mücadeleye seferber edebilir. O halde örgütlerin harcı demokratikliktir. Yapıları ve işleyişleri bakımından demokratiklik şunları kapsar; bütün dernek organları seçimle teşkil edilmeli, tabanın iradesi kurulların birleşimine yansımalıdır. Tabanın iradesinin örgüt kurallarına yansıyabilmesi için nispi temsillerin uygulanması gerekir. Nispi temsil değişik sosyal eğilimler arasında bir pazarlık ve anlaşma sorunu değildir. Önemli olan tabandaki değişik siyasal eğilimlerin yönetimde güçleri oranında yansımasıdır. Böyle bir şey M-L bir örgütte düşünülemez bile. Oysa bir kitle örgütünde bu gereklidir. Uygulanması halinde DKÖ'nün kitleselliğini ve demokratikliğini pekiştirirken, sekter, grupçu vb. hatalardan karar ve işlevini gerçekleştirmesini güçlendirir. Vurgulayacak olursak  
   DKÖ'lerin tüm organlarının yalnız yönetim değil komisyonlar, çalışma grupları vb.nin de demokratik seçimlerle oluşturulması, yapılarının demokratlığını ifade eder.DKÖ'lerin yapıları demokratik olmalı aynı zamanda iç işlerlikleri de demokratik olmalıdır. Bu her şeyden önce tabanın söz ve karar sahibi olması demektir. Eleştiri ve tartışma özgürlüğünün olmadığı bir yapıda tabanın söz ve karar sahibi olması düşünülemez bile. Eğer eleştiri ve tartışma özgürlüğü varsa, tabanın söyleyeceği bir şeyler var demektir. Böylece özgürce oluşan örgüt iradesi doğrultusunda kararların alınmasını sağlayabilir ve her alanda tabanın eğilimleri esas alınan bir hareket tarzı oluşturabilir. Gevşek örgütler olmaları ve üyelerinin birbirlerine zayıf bağlarla bağlı olmaları ve farklı dünya görüşünde eğilimleri bünyelerinde barındırmaları,


  DKÖ'lerini M-L parti örgütleri gibi demokratik merkeziyetçilik biçiminde örgütlenmelerini imkansızlaştırır. Sıkı bir disiplin DKÖ'lerin hem kitleselliğini ve hem de hedef ve program amaçlarını olumsuz yönde etkileyici olduğundan dolayı, bu örgütler demokratiklik anlayışına göre işlerler. Yönetim, tabanın söz ve karar sahibi olması için mücadele ettiği gibi, azınlığın haklarına saygı göstermeyi de ihmal etmez.
 DKÖ'leri politik ve demokratik olmak üzere iki kategoride ele alınmalıdır. Politik kitle örgütleri, politik amaçlarla kurulan -faşizme, emperyalizme, şovenizme vb- bu amaçlar doğrultusunda propaganda, ajitasyon, örgütlenme ve eylem çalışması yürüten örgütlerdir. Ekonomik karakterli -sendika, kooperatif, mesleki, akademik, kültürel vb.- kitle örgütleri, tarihsel politik koşullara, sınıflar arası güç ilişkilerine bağlı olarak, demokratik kitle örgütleri legal, yarı legal ve illegal olarak kurulabilir. Ama kitlesel karakteri ve program hedefini dikkate aldığımızda bu örgütler genel olarak legal kuruluşlardır. Elbette her kitlesel sendika, mesleki, akademik kitle örgütü demokratik örgüt olarak görülemez. Egemen sınıfların, faşist diktatörlüğün, dinsel gericiliğin, sivil faşist hareketin denetim ve inisiyatifinde olan mesleki vb. kitle örgütleri demokratik kitle örgütleri olarak tanımlanamaz.
  Çünkü bu örgütler önderlikleri, çizgileri, iç işlerlikleri ve eylemlerinin karakteri gereği demokrasi, özgürlük düşmanıdır ve egemen sınıfların şu veya bu biçimde savunucularıdırlar. Böyle olduğu içindir ki, kitleselliklerine karşın demokratik kitle örgütleri kategorisinde yer almaz, önderliklerinin, çizgilerinin karakterlerine bağlı olarak politik bakımdan gerici, faşist, liberal vb. biçimde tanımlanırlar.
  DKÖ'leri (dernek, sendika, kooperatif vb.) demokratik yapan, bu örgütlerin demokrasi kavgasında tuttukları yerdir. Mesleki örgütler, mesleki sorunların çözümü için mücadele ederken, kaçınılmaz bir biçimde mesleki sorunların kaynağında yatan ekonomik, toplumsal ve politik istemle; sistemin, devlet örgüt ve kurumlarının politik baskı ve saldırılarıyla karşılaşırlar. Bu nesnel durum, doğası gereği mesleki kitle örgütlerini politik tutum takınmaya, politik mücadeleye katılmalarını koşullar. Böylece, mesleki kitle örgütleri, temsil ettikleri kitlelerin mesleki çıkarları için mücadele ederken, öte yandan da politik mücadelede yer alırlar.
 Bu bağlamda mesleki demokratik kitle örgütleri ekonomik mücadelenin başlıca, politik mücadelenin ise yardımcı araçları olarak faaliyet yürütürler. Ve takındıkları politik tutumun karakterine bağlı olarak, politik bakımdan komünist, devrimci, demokrat ve ilerici vb. biçimlerde tanımlanırlar.
 Tutarlı demokratik kitle örgütleri üyeleri ve seslendikleri kitleyi, anti-faşist, anti-emperyalist ve anti şovenist bilinçle donatmalı, mesleki mücadeleyi bu bakışla yürütmelidir. Ama bu hiç bir biçimde mesleki kitle örgütlerinin program ve üyelik kabulünde, dünya görüşüne, politik eğilimlerine bakılmasını gerekli kılmaz. Tersine mesleki örgütün programını kabul eden ve onun için mücadele edeceğini söyleyen herkes bu kitle örgütüne üye olabilir. Aksi halde mesleki örgütlerle politik örgütlerin birbirlerine karıştırılması kaçınılmaz hale gelir. Bunun da sınıflar savaşımına ne kadar zarar vereceği ortada duran gerçeklerdir. Haliyle demokratik kitle örgütleri demokratiklik esasına göre yapılanır.  Örgüt, gücünü ilkesi temelinde aşağıdan yukarıya inşa edilir. Tabanın söz ve karar hakkı belirleyicidir. İç örgütsel işlerliğinde demokrasi tayin edicidir. Eylemde birlik, propaganda ve ajitasyonda serbestlik, işlerliğe yön verir. Azınlığın çoğunluğa dönüşme ve grup kurma özgürlüğü vardır. Komünistler DKÖ'lerinin burjuvaziden ve kurulu sistemden tam bağımsızlığını savunurlarken, proletarya partisine bağlanmasını ön görür.  
  DKÖ'ler parti örgütleri değildir, ama partinin politik öncülüğünü kabul eden, yığınlarla parti arasında bağları sağlayan volan kayışları olduğu hiç bir biçimde unutulmamalıdır. DKÖ'leri politik savaşımda yardımcı araçlar olduğunu akıldan ırak tutmadan hareket ederek, gerek kitle kuyrukçusu sağ anlayışlara ve gerekse de DKÖ'lere partinin yan örgütleri gibi bakan sol sekter anlayışlara karşı mücadele ederek, doğru devrimci anlayışları egemen kılıp, bunun gereklerine göre davranmalıyız.

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
İlgili Konular

Temel Kavramlar

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Üretimi: 0.06 Saniye